Namus bekçileri

OLAYI gazetelerden duymuşsunuzdur... Üçü kız altı öğrenci okul içerisinde cinsel ilişkiye girdikleri gerekçesiyle Hava Harp Okulu’ndan atıldılar.

Okulun kurallarını bilemem.

Zaten beni ilgilendiren yanı bundan çok "ihbar" denilen hadise.

Olayın nerede geçtiğinin de önemi yok.

"Namus bekçileri"nden her yerde bol miktarda var. Okulda, işyerinde, mahallede, apartmanda...

Tüm kadınların namusu bunlardan soruluyor.

Sanki birisi aldı bütün kadınları getirdi, bunlara emanet etti!

"Aman dikkat edin, üzerlerine erkek sinek konmasın!"

Fakat devamında şu da var: "Ama siz istediğiniz gibi konabilirsiniz."

Bütün mesele de bu zaten.

Konamayınca kıyamet kopuyor.

Sonra işte gelsin ihbar mektupları, ihbar telefonları!

Komutana, amire, müdüre, eşe... Karşıdaki kimden en fazla zarar görecekse artık...

***

Fakat ihbar ederken "Ellere var da bize yok mu, dedim lakin işe yaramadı, ben de sinirimden ihbar ediyorum" diyecek hali yok kimsenin.

Onun yerine "namus ve şeref"ten girip "onur ve ahlák"tan çıkılıyor.

Nitekim başta sözünü ettiğim olayda da okulun şanına sürülen lekeden, havacıların ahlákından falan dem vuruluyor ihbar mektubunda.

Sanki okulun şanı bugüne kadar kimsenin sevişmemiş olmasından geliyordu.

Ya da bilmiyorum iki genç sevişti diye bundan böyle havacılara ahláksız gözüyle bakar mısınız...

Bakın "Okulda cinsel ilişkiye girmekle pek iyi yapmışlar" demiyorum ama ihbar edenin, kızlardan birinin eski sevgilisi olduğunu duyunca şu yazıyı yazmak geldi içimden. Tıpkı gencin, kız başkasına yar olunca aklına okulun namusunun gelmesi gibi.

***

"Namus bekçileri"nin cinsiyeti illa ki erkek olacak diye bir kural yok. Kadın "namus bekçisi" de var.

"Onların derdi ne?" diyeceksiniz.

Muhtelif.

"Bende vakit geç lakin bu kadının hálá piyasası var" çekememezliği mesela.

Veya "Benim beğendiğimi o kaptı" siniri...

Ya da "Ben hiç beğenilen kadın olmadım, o da olmasın" düşüncesi...

Ve illa ki, tüm kadınları kendi ilişkisi için potansiyel tehlike olarak görmekten gelen daimi "kımılla mücadele" hali.

***

Sonunda kimse zarar görmese, hadi istedikleri yere mektup yazsınlar... Hobidir der, geçeriz. Fakat işte okulun namusunu kurtaralım derken altı çocuğun hayatı söndü.

Tekrar ediyorum "Bırakalım çocuklar teneffüslerde falan sevişsinler" demiyorum ama "cinsel ilişki"yi ha bire namus, ahlák, ayıp, günah gibi kavramlarla anınca ileride eşleriyle bile ilişkiye giremiyor bu çocuklar. Kasılıp kalıyorlar.

Gerçek bir sevişme yaşayan kaç çift vardır Türkiye’de çok merak ediyorum. Tabii 20 sene bunun ahláksızlık olduğuna inandırdığınız kızı bir gün aniden bu senin kocan diye bir adamın koynuna koyarsanız ne olacak...

MIŞ-MUŞ

Kadınlar da aldatıyormuş.

E, körle yatan şaşı kalkar.

*

Merkez Bankası Başkan Vekilliği’ne vekáleten atanan Başçı’nın eşi AKP’nin danışmanıymış.

Demek danıştılar, o da eşini tavsiye etti!
Yazarın Tüm Yazıları