İNSAN tatildeyken, sadece yan gelip yatıyor olmanın suçluluğundan mıdır artık, aslında hiç de öyle olmadığını kendi kendine ispat etmek için bir nevi, memleket meselelerine kafa yormaya çalışıyor.
Fakat memleketin hangi meselesini düşüneceğiniz, o sırada neye maruz kaldığınızla yakından ilişkili.
Mesela güneşin altında yanmaktayken (gerçek manada yanmaktan söz ediyorum) ister istemez susuzluk meselesi geliyor aklınıza. Benim de geldi nitekim.
Suyun idareli kullanımı, alternatifi, tedariki gibi hususlarda tavsiyelerden bir demet sunuyorum size.
Banyo ve WC’lerde taharet ve aptes için birer kova kum bulundurun.
Nihayetinde Arapların bu işi yeri gelince bu şekilde hallettiklerini biliyoruz.
Yıkanmayın, silinin.
Sahi söylüyorum, bir tas içerisinde sabunlayıp sıktığınız bezle bir güzel silinin.
Meyveleri de silin.
Üzüm biraz elinizi oyalar ama...
Eski susuzluk günlerini görmediyseniz annenizden "küvette su biriktirmenin incelikleri"ni öğrenin. Tıpa bir milim yan yatarsa mesela sabah bir bakarsınız su falan yok ortada.
Ha bire gusül aptesti almanızı gerektirecek "temas"lardan kaçının.
Hakkıyla bir sevişme gerçekleştirecekseniz bir diyeceğim yok. Fakat karı-koca her zamanki gibi bir nevi yasak savacaksanız... Zırt pırt gusül aptesti almanın zamanı değil hakikaten.
Yumurta kaynattığınız suyu dökmeyip biriktirin, çiçek sulamada ve temizlikte kullanırsınız.
Ailenizin "yemek saati" gibi bir "tuvalet saati" olsun.
Arka arkaya tuvalet ihtiyacınızı giderin, "tek sifon"da birleşin.
Arabanızı kir götürecek bir renge boyatın.
Trafik sıkıştığında arabanızın etrafını saran çocuklara izin verin silsinler camınızı.