Mekánınızı muhallebiciye çeviriniz!

BİZE de yaranılmıyor yani...

Hepimizi ‘cennetlik’ yapmaya çalışıyorlar halbuki!

Ama hayır!

İlla ki günaha gireceğiz!

Buyurun o zaman!

Ona da imkán tanıyorlar.

Yalnız biraz yol yapmamız gerekiyor.

Adana’da yaşıyoruz misal!.. Osmaniye’ye kadar uzanacağız. Veya Denizli’deysek İzmir’e kadar.

Ve orada ziftleneceğiz!

Gazeteler liste yapmış... İçki yasağı olan illerle olmayanlar diye.

Tabii yasak deyince Suudi Arabistan’daki gibi değil. Yani henüz değil. Şimdilik belediye tesisleriyle kamu kurum ve kuruluşlarının sosyal tesislerinde var içki yasağı.

Fakat her yerde olsa keşke!

Yani içki ruhsatı almaya çalışan mekán sahipleri açısından söylüyorum.

Direkt ‘Yassah hemşerim’ dense, kıçını kırıp oturacak insanlar.

Fakat adeta sirk hayvanlarını eğitmek üzere belli bir mesafeden yiyeceğin habire koklatılması misali, ruhsat bir gösterilip bir çekiliyor.

Sabırla koruğun helva olduğuna inananlardansanız mesele yok!

Gidip gidip ruhsatı koklar gelirsiniz.

Yoksa öyle bir sabrınız, mekánınızı derhal muhallebiciye çevirmeniz iyi olur.

Eskiden içki satacak yerin cami ve okula belli bir uzaklıkta olması şartı vardı. Hálá var da... İlaveten yazılı olmayan şartlar da var galiba. Mesela, abartmış olmayayım ama bir gün bir görevli tarafından ‘Olmaz! Bizim Hacı Mustafa’nın evine çok yakın senin lokanta’ diye geri çevrilebilirsiniz.

***

Merak eden varsa, ben, masada Tayyip Erdoğan gibi ‘şerefe’ diye su bardağı kaldıranlardanım.

Ama aynı sebepten değil. Benimkisi tamamen tıbbi. Bünyem kaldırmıyor. Ancak şarkı söylemek ya da konuşma yapmak üzere bir topluluğun karşısına çıkacaksam gerginliğimi gidersin diye ilaç niyetine alıyorum.

Yerine başka bir şey koyabilsem ondan da vazgeçeceğim. Mesela ameliyata almadan önce hastaya yapılan bir iğne vardır... Hani o anda dünya batsa insana ‘Ne güzel batıyor!’ dedirten...

Uzatmayayım, kendim için bir şey istiyorsam namerdim!

İçkinin sadece sağlığa zararının tartışıldığı bir ülkede yaşayalım istiyorum, o kadar.

MIŞ-MUŞ

2006’da toplam 5 ay tatil varmış.

Kalkınmamız 2007’ye kaldı!

*

Hülya Avşar, ‘Evliyken daha rahattım’ demiş.

Yıl 2005, yer İstanbul, kişi Hülya Avşar... Lakin zihniyet hálá ‘Dul kadının ön eteği arka eteğine düşmandır’ zihniyeti.

*

Melih Gökçek, ‘AK Partili belediyelerde rüküşlük oluyor’ demiş.

Rüküşlüğün mana kapsamı genişledi demek... İçkiyi yasaklamaktan, heykele tükürmeye kadar gidiyor.
Yazarın Tüm Yazıları