İNSANOĞLUNUN "köşe yazarı" denen takımı, her sabah kafasında yanmış olan bir ampulle uyanır!
Allah’ın hikmeti midir artık...
Yoksa ampul falan yoktur da yazar kendisinden öğle vaktine kadar bir yazı beklendiğinden can havliyle öyle mi zanneder... Serap görmek gibi yani bir nevi.
Şimdi "ampul" deyince...
"Radar"a yakalanmışımdır büyük ihtimalle!
Radar misali bir kısım okur var ki "tak" diye yakalıyor!
Ne bileyim... Belki insanın bir de yükselen burcu olması gibi bilinçaltı partisi de vardır!
Yahut İstanbullu herkesin aslen başka bir yerli olması gibi... Belki herkes aslen başka partili!
Özellikle köşe yazarları...
Ki bu "başka parti" AKP’ye tekabül ediyor. Çünkü "Siz CHP’li misiniz kuzum!" diyen tek bir mektup almış tek bir köşe yazarı yoktur bu topraklarda!
* * *
Uzatmayayım, bugün, bu köşede şunu iddia edeceğim:
Dünyanın herhangi bir noktasından hareket eden ve birbirine zıt yönlerde dümdüz ilerleyen iki insanın, iki aracın, iki böceğin, işte her ne ise onun, neticede bir zaman sonra bir noktada buluşması gibi, birbirine taban tabana zıt fikirleri olan iki kişinin gide gide varacağı yer, aynı olabilir!
Budur bugünkü ampul!
Örnek vermek gerekirse, "az medeni" olmakla "çok medeni" olmanın, son noktada insanı aynı kılığa soktuğunu söyleyebilirim.
"Eski sevgiliyle dost olmak ya da olmamak" meselesi mesela...
Hangisinin doğru olduğu hususunda daha önce "Ayrılığın şekline ve sevgilinin ’kim’ olduğuna bağlı olarak değişir" diye özetlenebilecek bir beyanım olmuştu...
Fikrimi değiştirmiş değilim.
Fakat konuya tekrar girme ihtiyacını hissettim.
Neden?
Gördüm ki...
Medeniyetin, mesela sokağa tükürmeme, kırmızı ışıkta durma, komşuya selam verme, kuyruğa girme falan gibi halleri söz konusu olduğunda kaplumbağa yavaşlığında yol alan yurdum insanı, "mezhebi genişletme" hususunda ışık hızıyla ilerlemiş, "medeniyetin tepe noktasını bile geride bırakmıştır!"
Yeni sevgilisiyle kavga eden eski sevgiliyi omuza yatırıp teselli etmeler falan...
Medeniyette doz aşımı!
Bir de sevgiliyi birlikte çektirilmiş fotoğraflardan oyup çıkartanlar var...
Görünce kaldırım değiştirenler...
Bu da "düşük doz" oluyor!
Sonuç?
Hasta "sizlere ömür".
Birinde ilaç yetersizliğinden, ötekinde ilaç zehirlenmesinden.
İkisi de "uç"ta oluyor işte neticede!
"Hangi uç?" diye sormazlar adama...
"Uç" deyip geçerler!
MIŞ-MUŞ
Manken-şarkıcı Fatoş Kabasakal, "Mütevazıyım" demiş.Böyle belirteceksiniz arada ki bir karışıklık olmasın!
Gülşen görüntüsünü değiştirmiş.Zaten ondan kalıcı olamıyorlar; görünce tanıyamıyoruz.
Alman, Fransız ve İsveçli sosyalist partiler, CHP’nin, sol parti olmadığı için uyarılmasını istemişler.Neyse... Moralimizi bozmayalım, CHP hiç olmazsa dünyada tek örnek olmayı başarmıştır!