BİLMİYORUM araştırmacılar bu konuya eğildiler mi?.. Ellerinde oran falan var mı?..
Benim kendi çapımda yaptığım araştırmalara göre ilişkiyi bitiren taraf erkek oluyor daha ziyade.
Tersine, bittiğini kabullenemeyen, yapışıp kalan erkekler de var elbet ama onlara gazetelerin üçüncü sayfasında rastlıyoruz daha çok.
Benim sözünü ettiğim, ruh sağlığı yerinde erkekler.
Erkeğin aldatmasına bile bu açıdan bakmak yerinde olur belki de. Hani türlü değerlendirmeler yapıyoruz ya bu konuyla ilgili... Bir tanesi de şu olabilir:
Aldatan erkek aslında kadını çoktan terk etmiş oluyor. Fakat bir sebeple bedeni hálá orada duruyor. Ama nezaketten, ama konumu icabı, ama merhametten, ama şartlar uygun olmadığından...
Neden peki?
Başlarken kadının binbir naz yaptığı, erkeğinse binbir takla attığı ilişkinin sonuna doğru neden roller değişiyor?
Tamam, kadın seviştikçe bağlanır, erkek seviştikçe bıkar, anladık!
Fakat sırf bu mu?
Bence kadın kısmı uzun süreli ilişki için yaratılmamış. Bir gecelik ilişkiler tam kadına göre esasında.
Görmemişiz, alışmamışız falan ama hakikaten uygun olan budur!
İki cinsin de ruh sağlığı için...
Bakın, işin esası şu:
Kadının irdelemeye vakti olmayacak. Bu fırsat verilmeyecek kadına.
Erkeği, durumu, şartları, gelmişi, geçmişi hiçbir şeyi masaya yatıramayacak.
İlişkinin ilk günlerindeki kadını düşünün...
Ne sakin, ne şirin, ne yumuşak, ne anlayışlıdır. İşte öyle kalacak kadın!
* * *
Erkek, kadından daha yatkın uzun süreli ilişkiye. Nasıl olsa hayatının merkezine koymadığından hiçbir zaman...
Kadın rahat bıraksa sittin sene sürdürecek belki de. Fakat masaya yatırıla yatırıla zavallıcık... İlk fırsatını bulduğunda ayakkabısını bırakıp kaçıyor.
Fakat gittiği yerde yeni bir masa onu bekliyor elbet.
Fareler bile deneye yanıla neler öğrendi, erkekler bunu öğrenemediler. Her seferinde umutla başlıyorlar.
Ama masalar bitmiyor. Kısaca, "Nerede bir kadın varsa orada bir masa vardır!" diyebiliriz.