Mana arıyorum bulamıyorum

SİZİN de aklınız, yüreğiniz, duygularınız ikiye bölündü mü?

Saddam’ın idam edildiğini duyduğunuz an içiniz cız etti mi?

Sonra hemen onun aldığı canlar geldi mi aklınıza?

Sadece bir kere göz ucuyla bakabildim televizyondaki görüntülere. Bir insanın öldürülmesine, kim olursa olsun, seyretmeye yüreğim dayanmıyor.

Eğer doğruysa, iki kızı televizyondan seyretmişler babalarının idamını. Bense Saddam’ın sempatizanı bile değilim ama seyredemiyorum işte.

Ortadoğulu olmak ya da olmamakla ilgili bir şeydir belki bu.

Onlar Ortadoğulu, ben değilim.

Yani his olarak.

Geçenlerde, bir yabancı kanalda, hava durumu haritasında, Türkiye’nin Ortadoğu’ya dahil olduğunu görünce neredeyse şok geçirecektim.

İlk defa haberdar oluyorum sanki! Fakat demek öyle soyutlamışım ki kendimi...

Ama yanlış anlaşılmasın, oradakileri beğenmediğimden, küçümsediğimden değil. Kesinlikle değil.

Aynı hamurdan değilim sadece.

Türk kimliğimle de değil insan yanımla söylüyorum bunu.

Mesela, gönlümün kabul etmediğini beynim algılamıyor benim. İyi mi kötü mü bilmiyorum ama böyle bir durumum var. Ve dolayısıyla Irak’ta olup bitenleri bir türlü anlayamıyorum.

Kim kimdir...

Kimin kiminle ne alıp veremediği vardır...

Falanca partinin lideri kimdir, derdi nedir...

Hangisi ötekine ne yapmıştır...

Paylaşamadıkları nedir...

Okuyorum, okuyorum, nafile!

Aklımda kalan, belki de psikolojisi bozuk birtakım adamların mütemadiyen birbirini öldürdüğü ve çocukların da ölümüne sebep olduğu.

Benim için durumun özeti bu.

Onun için Saddam’ın idamına da gayet yüzeysel bakıyorum.

Bir adam diktatördü ve birilerini öldürdü. Başkaları da onu öldürdü. Başkaları da bu başkalarını öldürecek bir gün.

Birileri birilerini öldürerek geride kalanları yola getirmeye çalışıyor. O yolun hangi yol olduğunu unutmuş bile olabilirler artık oysa.

Gördüğüm bu.

Ve bir insan olarak idama üzülüyor, sonra "hak etmişti ama" diyor, sonra kimsenin ölümü hak etmediğini düşünüp tekrar üzülüyor, sonra yine...

Böyle iki arada bir derede gidip geliyorum.

Derinine inemiyorum meselenin.

İnsem de orada bir "mana" bulamıyorum.

Ortada çok manalı bir durum varsa ve ben bunu göremiyorsam cehaletime verin.

Son bir şey...

Bozuk saati tamir etmek için, içini açıp ortaya döken, sonra da toparlayamayan, saati iyice kullanılmaz hale getiren biri vardır her evde. Bir baba, yeniyetme bir çocuk...

ABD o acemi tamircilere benziyor.

Artık iflah olur mu Irak?

MIŞ-MUŞ

Erdoğan "CHP kaşarlı kadrocu" demiş.

CHP "eski kaşar"sa, AKP "taze kaşar".

*

Yeni yılın ilk bombası Okan Tapan’la Aylin Livaneli’nin aşkıymış.

"Bomba"lık için Ajda Pekkan’a teşekkür etsinler.

*

Mehmet Ağar "Annem göbek bağımı Köşk’e gömmüş" demiş.

Erdoğan, eşinin başının bağından kaybederken Ağar göbeğinin bağından kazanıyor!
Yazarın Tüm Yazıları