Bu kadarını okuduğumda "asrın buluşu" gibi geldi bana. Aletin "prezervatif" kısmından ziyade "sprey" kısmına yoğunlaştığımdan... Dedim, herhalde "sinek kovucu" gibi "sperm kovucu" bu da.
Fıs, fıs... O kadar.
Büyük kolaylık.
İnsanoğlu nihayet bu konuyu da halletti. Neredeyse ölüme çare bulunacakken, binbir yönteme rağmen hálá hiçbiri şöyle "hah" dedirtecek cinsten değil zira doğum kontrol yöntemlerinin... Kimi riskli, kimi zor, kiminin yan etkisi var, kimi komik...
Hangisi komik derseniz, prezervatif elbet.
Yani o esnada o şeye yağmurluk gibi bir şey giydirilmesi...
Üretici firmalar da yağmurluk muamelesi yapıyorlar zaten ki renklisi, puanlısı falan çıkıp duruyor. Biraz zorlamayla kapüşonlusu bile var diyebiliriz.
Fakat birden Almanlarınkinin de önünde sprey olmasına rağmen sonunda yine bir prezervatif olduğunun farkına vardım.
Farkına vardım ama "asrın buluşu" olduğu fikrimden caymadım. Nihayetinde spermlerini ister öldürsün, ister hapsetsin, bir sprey sıkımı emek, mesai nedir ki?
Üstelik büyük geldi, delindi, çıktı derdi yok.
Derken, tam olarak bu da değilmiş.
"Sen de birdenbire okuyuver şu haberi, kelime kelime ilerleyip yorum yapacağına..." diyeceksiniz.
Okuyorum elbet.
Bu yorumlar okuma esnasında gözün kelimeden kelimeye, satırdan satıra geçiş süresi içerisinde yapılıyor.
Neyse uzatmayayım, meğer erkek, cinsel organını, ilişkinin hemen öncesinde bir kutuya yerleştiriyor, 5 saniye sonra kullanılmak üzere, latekslenmiş olarak çıkarıyormuş kutudan.
Hakikaten "Ay inanmıyorum!"
Erkek isterse "tahrik gücü yüksek bomba" olsun, değil mi ki bir ara gidip bir kutuya girmektedir... Mümkünse o kutuda sonsuza kadar kalsındır!
Zaten bizde de üretilmeye başlanırsa olacağı budur.
Yani bir gün mutlaka alet arıza yapacak ve penis kutuda kalacaktır. Bakmışsınız hastanelerde "kutu vakası".
Ya da düğme takılı kalacak, üç kat, beş kat, on kat derken, penis lateks manyağı olacaktır.
Sahi, kimlik de kaplar mı acaba bu alet?
Zihni Sinir, Almanya’ya mı yerleşti diye merak ediyorum.
MIŞ-MUŞ
Papa, Türkiye ziyareti için "Unutulmaz bir deneyimdi" demiş.
Unutamaz tabii, Hıristiyan geldi, Müslüman gidecekti az daha.
Başmüzakereci Babacan, "Türkiye’nin hızı AB’yi korkuttu mu diye düşünüyoruz" demiş.