’Köşe yazarı’ olacaklara tavsiyeler

EN büyük hayali "bir gazetede köşe yazmak" olan okurlarım, eksik olmasınlar, bunun yolunu benden sormak suretiyle iltifat ediyorlar zaman zaman.

Aslında kimseye sormalarına gerek yok. Dikkatli bir okur da en az bu işin içindekiler kadar fikir sahibi olabilir bu hususta.

Ne gerekir, ne gerekmez...

Bugüne kadar anlamamış olan zaten bu işe hiç kalkışmasın derim.

Fakat ben yine de naçizane birtakım tavsiyelerde bulunacağım.

* * *

* Bir kere hemen şunu söyleyeyim, bu işe soyunanın "kadın, erkek, ilişki, aşk" konularında söyleyecek sözü olacak. Aksi "dikiş bilmeyen terzi" misalidir.

"Fakat bu mevzu çok didiklendi" demeyin! Benim tespitime göre insanoğlunun okumaya doymadığı tek konu budur.

Özellikle kadınlar... İlişkiyi yaşamaktan çok masaya yatırmaya meraklı olduklarından... Diyeceğim, bu konuyu her gün didikleyip bir gün ara verseniz, o gün okurdan gelen tepkilere bakan, kendilerini havasız bırakıp boğulmaya terk ettiğinizi falan düşünebilir. O derece yani.

* * *

* Tam sizin yazı gününüzde Üçüncü Dünya Savaşı çıktı diyelim...

Hiç tınmayacaksınız!

Tahriklere kapılmayacaksınız!

"Konu"nuzdan sapmayacaksınız!

Hayat devam ediyor olacaktır, kuşkunuz olmasın!

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nı düşünün... Yani onlarla ilgili çekilen filmleri... Görünen odur ki aşk ve aşna fişne işleri başka hiçbir dönemde böyle tavan yapmamıştır!

* * *

* Bakın en başta sormam gereken şeyi unuttum!

Sizde, üç cümleyle anlatılabilecek meseleyi yüz otuz üç cümleye yayabilme becerisi var mı?

Yoksa, hiç heves etmeyin bu işe!

* * *

* Yazılarınız birilerine dokunacak fakat zülfü yare dokunmayacak!

"Nasıl olacak?" derseniz...

Vallahi bilmiyorum.

Zira bu benim değil annemin fikri.

Yani "Yazarın annesinden bir adet burma bilezik!"

Ama benim de benzer bir tavsiyem var.

Sataşınız!

Fakat sataşacağınız adamın soyağacını araştırıp inceleyiniz!

Yoksa bakmışsınız patronun teyzesinin oğlu çıkmış!

Maazallah!

* * *

* Son olarak, kelleyi koltuğa almaya hazır mısınız?

"Uğur Mumcu olmaya soyunacak değilim" demeyin!

Şart değil.

Mesela "kapıcı" dediniz bir yazınızda... Bu bile yeter.

* * *

Daha bir sürü şey... Fakat okuldan bile her şeyi öğretip de mezun etmiyorlar adamı!

MIŞ-MUŞ

Türkler öpüşme sahnelerinde başka kanala geçiyormuş.

Ya da kendi sevişmelerini kameraya alıyorlar. İkisinin ortası yok!

Erdoğan, "Herkes yerini bilsin" demiş.

O hariç!

30 yıl önceki piyango talihlisi sefalet içinde ölmüş.

DİKKAT! Size de çıkabilir!
Yazarın Tüm Yazıları