Kompülsif bozukluk zengini

HASTAYMIŞIM.

Yok, doktordan değil, gazeteden öğrendim.

Gerçi gazetedeki de doktor.

Şöyle söyleyeyim, doktorun tarifi üzerine kendi teşhisimi kendim koydum.

Sizi bilmem, ben bunu hep yapıyorum zaten.

Eksik olmasınlar, gün geçmiyor ki gazeteler hastalıklar konusunda halkı bilgilendirmesinler ve her hastalığın on belirtisinden en az beşi bende olmasın!

Fakat buna rağmen yıkılmadım ayaktayım! Allah’ın bir mucizesi mi desem artık!..

Uzatmayayım, bu seferki hastalığım "kompülsif bozukluk".

Türkçesi, çöp biriktiriyorum.

Ummazdınız belki ama zaten doktorun dediğine göre hiç ummadığınız tanıdıklarınızın, arkadaşlarınızın evi, varsanız baksanız "iki oda bir salon çöplük" olabilirmiş.

Bundan utanır, evlerine kimsenin gelmesini istemezlermiş.

Tıpkı benim gibi.

Fakat bir yandan da bunun hastalık olduğunu kabul etmezlermiş.

Bu da uyuyor.

Yani bakmayın "Bende kompülsif bozukluk varmış" dediğime... Aslında benimkinin "Ataların sözünden çıkmamak" olduğunu düşünüyorum.

Ne demişlerdi... "Sakla samanı gelir zamanı."

Fakat "Öyle ki, bir gün ev tamamen samanlığa dönüşsün" dememişlerdi elbet. Abarttığımın farkındayım yani. Benimki "idrak edilmiş kompülsif bozukluk" olabilir bakın!

Siz şimdi bir "laf olsun köşe dolsun" durumuyla karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsunuz fakat değil. Can havliyle aldım kalemi elime.

Çöp ev kurma yolunda ilerlediğimin epeydir farkındaydım fakat gerekçem vardı. Sebepsiz değildi yani biriktirmelerim. O yüzden içim rahattı.

Tam da böyle olurmuş meğer. Bunu öğrendim. Bütün "çöp ev" sahiplerinin bir nedeni varmış. Hatıralarından ayrılmak istemezmiş mesela kimi. Bu gerekçe çok tanıdık geldi birden!

Bir çıkış yolu arıyorum. Yani kompülsif bozukluğu bir yerinden delmek istiyorum.

Ve deliyorum.

Ben biriktirdiklerimi poşetlere doldurup yığınlar oluşturmuyorum mesela. Çöplerimin hepsi kullanımda Allah’ıma bin şükür!

Tamam, evde oturacak yer yok gerçi ama nihayetinde her şeyin bir fonksiyonu var. Bende boş kutunun boşluğu sadece birkaç dakikadır mesela.

Bu durumda "yırtmış" sayılabilirim belki.

Fakat şuradan yakalanıyorum tekrar. Bu hastalar kendilerine müdahale edilmesine, evlerinin boşaltılmasına çok kızarlarmış. Aynen!

Ama hemen tekrar yırtıyorum. Öyle kendine bakmama, çamaşır yıkamama, evi temizlememe durumları falan yok. Tersine "çok yıkama" durumu var. O da başka bir kompülsif bozukluktur mutlaka. Eğer öyleyse bana kısaca "kompülsif bozukluk zengini" denilebilir!

Lakin ortada gülünecek bir durum yok, farkındayım. Bir tek, başım bir gün bir yazımdan dolayı derde girerse falan "Delidir ne yapsa yeridir" kabilinden paçayı kurtarabilirim, bu iyiliği var.

Bu mevzuu böylece kapattıktan sonra, mevcut hastalıklarıma yenilerini eklemek üzere bugünün gazetelerine göz gezdirmek için huzurlarınızdan ayrılıyorum.

Hah! İşte "kış depresyonu"!

Vallahi bu da tam isabet!

MIŞ-MUŞ

Erkekler, sarışınlar karşısında aptallaşıyormuş.Vücudun bütün kanı aşağı hücum ettiğindendir.

Saddam, Hitler’in oğluymuş.Yakışır!
Yazarın Tüm Yazıları