Pakize Suda: Kız istemiyor


Pakize SUDA
Haberin Devamı

‘‘BOŞ zamanlarınızda ne yaparsınız?’’

Gerçi röportaj soruları epey gelişme gösterdi, artık bunları soran yok ama, ben yine de cevap vereyim.

Pencereden bakarım.

Aslında yanlış oldu. Boş zamanım yok demem lazımdı. Evet, pencereden bakıyorum ama görev icabı. Zira yazılara ilaveten ‘‘mahallenin, kedi ve köpeklerden sorumlu delisi’’ görevini de yürütmekteyim.

Kedi köpeklerle mahalleli,

Kedilerle köpekler,

Dişi kedilerle erkek kediler arasındaki koordinasyonu sağlıyorum.

Neden pencereden? Aşağıya inmeye üşendiğimden.

Bu, sürekli pencereden oraya buraya seslenme durumu evime ilk defa gelecek olanların da işine yarıyor. Sokağa girdiler mi gerisi kolay; sesime doğru geliyorlar.

* * *

Senelerdir ifa ettiğim bu görev sırasında hayvanlar áleminin kedi köpek kısmıyla ilgili birçok tespitim oldu.

Misal;

Kedilerin sadece mart ayında kızıştığı bilgisi tamamen yanlış. Kim uydurmuş bilmiyorum.

Bizzat gördüm ki bütün sene kızışıyorlar. Tıpkı insanlar gibi. İlla bir fark aranacaksa onlar bunu bağıra bağıra açıkça ortaya koyuyorlar. Henüz dillerinden tam olarak anlamasam da ‘‘Bir akşam birlikte Viskas yiyelim mi?’’ ya da ‘‘Bir kap süte ne dersin?’’ gibi numaralar yok.

Bir diğer tespitim;

Dişi kediler kızışsalar da istemiyorlar.

Eskiden olsa yine tıpkı insanlar gibi derdim ama omuzlarıyla göbeğini açıkta bırakıp Laila'da ava çıkan kızlar aklıma gelince kedilerle insanların ayrıldığı tek nokta demenin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Ha, bir de insanoğlunun düşünebilir olması farkı var. Lakin o fark gittikçe yok olmakta. Ama hayvanseverler sevinmesinler; günbegün birbirimize benzememizin nedeni hayvanların tekámül etmesi değil.

* * *

Uzatmayayım,

Dediğim gibi dişi kediler istemiyorlar.

Duyduğunuz o kulakları tırmalayan seslerin nedeni bu. Ama dişilerden gelmiyor bu sesler, erkekler bağırıyorlar. Ve sanıyorum şöyle diyorlar: ‘‘Neredeyseniz çıkın ortaya, mahallenizin zamparası geldi; iğne deliğine girseniz bulup çıkarırım vallahi.’’

O esnada dişiler ya bir ağaç tepesinde ya bir merdiven altında popolarını garantiye almış oturuyorlar. Lakin bir oturuyorlar; iki oturuyorlar... Sonunda kalkmaları icap ediyor.

Ve sen misin kalkan... Gerisi malum.

İşte o anda benim fonksiyonum ortaya çıkıyor. Derhal devreye giriyorum.

‘‘Pstt!’’

‘‘...Kahretsin!..’’

‘‘İn oradan!..’’ seslenmeleri eşliğinde önceden hazırladığım káğıttan yapılmış küçük topları pencereden fırlatıyorum.

Baktım erkek olacak kedi tınmıyor, yoldan geçen birini gözüme kestirip sesleniyorum, ‘‘Beyefendi rica etsem şunları ayırır mısınız, kız istemiyor da...’’

Benim gibi deliye çatmışsam ne álá, yok eğer aklı başında biriyse ‘‘Cık cık’’ edip yürüyor.

Geçen gün biri ‘‘pstt’’ledi, ayaklarını hızlıca yere vura vura üzerlerine yürüdü, yerden bulduğu sopa gibi bir şeyle müdahale etti, nafile. E, kedi medi yine de pornografik bir tarafı var tabii, çektim perdeyi, girdim içeri. Adam o sırada ‘‘Hanımefendi doğayı kendi haline bırakmak lazım’’ diyordu.

İyi de... Kız istemiyor.

MIŞ-MUŞ

CHP kapılarını merkez sağa açmış.

İsabet; kafalar her yerde aynı nasıl olsa.

*

Karakollar vatandaşın ayağına gidecekmiş.

Bir bu eksikti; çat kapı, karakol gelmiş.

*

Terim Türkiye'ye gelen İtalyan turist sayısını patlatmış.

Yalnız bu mu, maçlar başlasın İtalya'ya giden Türk turist sayısını da patlatacak.

*

Sibel Can yeni elbise diktiremediği için eskileri vücuduna göre küçülttürmüş.

Şimdi krizin büyüklüğüne inandım işte.

Yazarın Tüm Yazıları