Aynı görüntüden farklı resimler aktarması gibi tuvale ressamların...
Hatta aynı yere, aynı açıdan baktığı halde birbirine benzemeyen kareler çekmesi gibi fotoğrafçıların...
Herkes başka bir Türkiye anlatıyor.
Hangisi gerçek?
FARKI FARK EDEMİYORUM
Fark göremiyorum.
Yok, deterjan reklamı değil. Erdoğan’dan bahsediyorum. Altı yıl önce, hatta belediye başkanlığı döneminde ne idiyse yine o benim için.
Belki ben sahici gazeteci ya da siyaset bilimcisi falan olmadığım için farkı fark edemiyorum.
Ya da şu olabilir:
Bütün ilişkiler kadın-erkek ilişkisine benzer. Kadın ya da erkek, bir süre sonra karşıdakinin çok değiştiğinden dem vurur ya hani... Aslında kimsenin değiştiği yoktur, aşk bitmiştir, gerçek yüzler görünür olmuştur hani... Onun gibi.
ERGUVANLARA
AZ KALDI
Erguvanlar açacak yakında. Bütün güzelliğiyle.
Ama kısacık sürecek yine.
Belki de güzelliği ömrünün kısalığından geliyordur... Evet, evet... Olabilir.
Tadı damağımızda kaldığı için...
Doymak gözden düşürüyor galiba. Her ne ise o doyduğumuz şey... Fark etmiyor.
ÖLÜMCÜL GÜNAH
Vatikan 7 ölümcül günahı güncellemiş.
Bizim de var ölümcül günahlarımız.
Mesela geçenlerde, üç-beş gün öncesine kadar Bülent Ersoy’a hak vermek öyle bir şeydi. Neyse askerlerimiz dönüp geldiler de...
Bir de her daim günah sayılan bir şey var ki o da Sezen Aksu’ya tapmamak!
Sevgili arkadaşımın bunda bir suçu yok. O sadece hepimize dokunan şarkılar yaptı. Biz bu noktaya kendimiz geldik.
GÖRÜNTÜ VAR
SES YOK
Üç liseliden birinin cinsel deneyimi olduğunu yazıyordu geçen gün gazeteler. Aynı gün yine aynı gazeteler her üç kadından birinin cinsel organının adını, her üç gençten birinin bebeğin anne karnında nerede büyüdüğünü bilmediğini, gençlerin yarısının AIDS’in el sıkışmakla bulaşacağına inandığını da yazıyordu.
O "cinsel deneyimli" gençlere tam o esnada ne yaptıkları sorulsa, Nasreddin Hoca gibi "Ben ne yaptığımı biliyor muyum?" diye cevap verecekler demek!
KADININ KARNINDAN
SIPAYI...
"Tarih tekerrürden ibaret" diye boşuna dememişler.
"Kadının karnından sıpayı eksik etmeyeceksin" lafı bu defa Başbakan’ımızın ağzından "En az üç çocuk" olarak döküldü.
Sıra sırttaki sopada. Bakalım onu ne şekilde ifade edecek.
ELÇİYE ZEVAL OLMAZ
Bir arkadaşım dedi ki, "Mafyadan biriyle sevgili olasım var."
Sırf "sahiplenen erkek" aradığı içinmiş.
Bir zamanlar en şikáyetçi olduğumuz şeydi erkeğin sahiplenmesi, şimdi mumla arar olduk demek!
"Vur" dedik öldürdü erkek kısmı.
Benden iletmesi... Elçiye zevál olmazmış, "Modern zaman erkeği"nden pek hazzetmiyor kadınlar, haberiniz olsun!
MIŞ MUŞ
Æ Erdoğan "İzmir’i de alacağız" demiş. Padişah sefere çıktı!
Æ Dershanelere okul disiplini geliyormuş. Yani kızlar hamile kalabilecek, erkekler çete kurabilecek, kapıda uyuşturucu satılabilecek!
Æ Erdoğan şimdi de işçiyle kavgaya başlamış.
Belki bu da memlekete hizmetin bir türlüsüdür... Herkesi bir bir döverek adam etmek!