Kısa kısa

Her ülkenin bir bayrağı olması fikri kimden çıktıysa... Şu son turnuva vesilesiyle yeniden anmak herkesin boynunun borcu olsun!

Çıkarın tribünlerden, sokak kutlamalarından bayrağı... Ne kalıyor geriye?

Hiç.

En son seccade misali yere sermiş üstünde secde ediyordu bir grup.

Diyeceğim bir maç bile kutlayamazmışız!

*

Dikkat ediyor musunuz...

Çoğu "aşk" haberinde "erkek kızı kapmış" oluyor.

Son "kapan" Özcan Deniz!

Gazeteciye göre Yaprak Dökümü’nün "Necla"sı Fahriye Evcen’i "kapmış" Deniz.

Ortada bir "mal" var anlayacağınız...

Kapanın elinde kalıyor!

Ama töre cinayetlerine karşıyız, o ayrı!

Oysa "kadın"a bakışımız o cinayeti işleyenlerden hiç de farklı değil.

Zincirin halkalarıyız hepimiz. Onlar son halka sadece.

*

Tatlı ama kısa.

Tatsız ama uzun.

İki ömür arasında kaldık!

İkisinden birini seçmek durumundayız.

Ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz, marul, ıspanak, maydanoz, zencefil ve limonu "blender"dan geçirip içmemizi tavsiye ediyor.

Mehmet Öz’ün tavsiyesini aktaran gazetenin bir başka sayfasında ise iştah açıcı minik pastalardan söz ediliyor.

Ne diyeyim...

İnsan, insan olalı böyle eziyet görmemiştir!

*

"Devrimler travma yaratır."

Evet katılıyorum.

Ama sadece bu cümleye. Önündekilere, ardındakilere değil.

Devrimin her türlüsü illaki toplumun bir kısmının üzerinde travma yaratır. Oy vermediğimiz partinin iktidarı bile yaratırken...

Fakat Atatürk devrimlerinin travma yarattığını söyleyenler, ellerinden gelse bir gecede ne gibi değişiklikler yapmak isterler kimbilir?

Toplumun travmasını düşünürler mi acaba?

Eminim o zaman şimdi akıllarına gelmeyen (aslında işlerine gelmeyen), bir sürü gerekçeyle savunurlar yaptıklarını. Tabii canları isterse!

Şu da var: Her ağızlarını açtıklarında toplumda yarattıkları travmanın farkındalar mı?

*

Kayahan...

Ne güzel şarkılar yaptı.

Damardan, unutulmaz...

Nilüfer...

Ne güzel söyledi o şarkıları.

Deyim yerindeyse "tam yerini buldu" şarkılar.

Başka söyleyenler de oldu... Ama hangisi aklınızda?

Peki nedir Kayahan’ın Nilüfer’e şarkılarını okutmamaktaki ısrarı, inadı?

Anlayan varsa bana da anlatsın.

Ama baştan söyleyeyim, "Prensip" bile deseniz anlamayacağım.

Çünkü Kayahan artık çoğu prensibin, tıpkı hırslarımız gibi anlamsız olduğunun farkına varacak yaştadır.

*

Bazen koskoca bir yazı "son cümle" için yazılır.

Şahane olduğunu düşündüğü o son cümle için bir köşe, hatta bir kitap dolusu laf edebilir bir yazar.

MIŞ MUŞ

Æ Murat Han ve Aysu Baceoğlu’ndan sonra şarkıcı Ece Anlı’yı da kene ısırmış.Şöhret meraklısı kene! Fakat imzalı fotoğraf toplayacak hali yok, kan topluyor elbet!

ÆErkekler memelerini aldırıp, vücutlarına ameliyatla kas yaptırıyorlarmış.Diyorum ki, çok geç olmadan sahici erkek ve kadından birer tane örnek saklasak... İlerki nesillere atalarının aslını göstermek açısından.

ÆTaze şarkıcı Asuman Krause yarışmada şarkıcı koçluğu yapacakmış.Ne gülüyorsunuz... Siz geceleri uyurken kız yol katetti demek!

ÆEndonezya’da halkın yarısı şeriat istiyormuş.Ne yapacaksınız, aklın fikrin de özürlüsü var.

ÆABD’de yapılan bir araştırmaya göre aşırı hareketlilik ülsere, kızgınlık kansere, saldırganlık kalp hastalıklarına neden oluyormuş.Biz bunları kısaca "Hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun", "Öfkeyle kalkan zararla oturur" gibi cümlelerle ifade ediyoruz.



Yazarın Tüm Yazıları