Kırk yıl kemersiz kalsam...

GEÇENLERDE Akmerkez'e, oradan da Nişantaşı'na alışverişe gitmem icap etti.

‘‘Ne var bunda?’’ diyeceksiniz. ‘‘Sıradan bir iş.’’

Ama benim için sıradan değil. Artık yumurta kapıya gelmeden çarşıya çıkmıyorum.

Yumurtanın kapıya gelmesine bir örnek vermem gerekirse, akşama sahneye çıkacağım lakin kıyafetim tamam değil, ayakkabım, şuyum buyum eksik.

Peki neden son güne bırakıyorum? Sahneye çıkacağımdan o gün mü haberim oluyor?

Hayır. Çok önceden biliyorum.

O halde?

Kısaca ‘‘huy’’ diyebiliriz.

Öyle bir huy ki, dip boyası, manikür, şarkı provası... Onları da o güne sıkıştırıyorum.

Akşam olup da kendimi yatağa atacak kıvama geldiğimde ise sahneye çıkmam icap ediyor.

Neyse, konu bu değil.

Bir kemer gördüm, kimyam bozuldu, onu anlatacaktım.

Aslında kemeri değil, fiyatını görünce bozuldu. Kemer bildiğiniz kemer, fiyatı ise 450 milyon lira.

Ben bunu duyunca kemerin devamını aramışım can havliyle. Olur ya, upuzundur belki. Ekonomik, aile boyu. Keser keser ailenin bütün fertlerine birer tane çıkarırsın. Ne bileyim ben.

Yokmuş meğer devamı falan. O kadarmış kemer. Bir kişinin belini saracak kadar yani. İşte o anda ‘‘Ben kimim?’’, ‘‘Burası neresi?’’ durumuna gelmişim. Gerisini hatırlamıyorum.

***

Yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda son birkaç saatte gördüklerim aklıma üşüştü.

Kadınlar... Evet evet kadınlar.

Akmerkez'de Ruslar, Nişantaşı'nda Türkler.

Ruslar... Hakiki uzun boylu, sahici sarışın.

Bizimkiler... Dünyanın herhangi bir yerinde 45 cm. topuklu ayakkabıyla alışverişe çıkan bir kadın topluluğu var mıdır bilmiyorum. Ayrıca bütün uzuvlarıyla yerçekimini fos çıkaran... Evliliği meslek edinmiş... Üretimi atlayıp tüketime zıplayan...

Ruslar don sutyen satan dükkánların birinden çıkıp ötekine giriyorlardı. Ortada bir iç çamaşırı düşkünlüğü olduğu aşikár. Ama kimdir düşkün olan, Rus kızları mı, Türk erkekleri mi, bilmiyorum.

Ben de bir bakayım şu çamaşırlara dedim, vallahi Filli Boya'da yoktur o renkler.

Fakat kızların hepsi o kadar güzel ki, beyaz patiskadan paçalı don giyseler cazibelerinden bir şey kaybetmezler. Şanssızlık işte. Rusya üçbinli yıllarda da açılabilirdi dünyaya lakin bizim ömrümüze denk geldi.

***

Allah ne Rus kızlarının, ne de bir memur misali her gün butiklerde mesai yapan koketlerimizin eksikliğini göstermesin esnafa. Ki herhalde göstermiyor. Bir kemeri 450 milyona sattıklarına göre.

Ayakkabı, bluz, elbise, ceket, şu, bu. Onlara hiç girmiyorum. En çok kemer koydu bana nedense. Kemerden beklemiyordum bunu herhalde.

Ayrıca belki 4.5 milyarlık olanı da vardır. Cehaletimi mazur görün. Ve eğer varsa sakın bana bildirmeyin. Sağlığımı korumak istiyorum.


MIŞ-MUŞ


YSK, vurgun yaptığı, kara para akladığı, vergi kaçırdığı iddia edilen Fadıl Akgündüz'ün milletvekili adaylığını kabul etmiş.

İyi, aklımızda bulunsun. Adaylık için aranan şartları öğrendik hiç olmazsa.

*

Fransa'da konuşan cam geliştirilmiş.

Türkiye'nin hedefi ise başka. Konuşmayan insan.
Yazarın Tüm Yazıları