Almış sevdiğini... Başına gelecekleri bile bile...
Başka ülkede olsa, önemli değil ama burası "koltuk için gözünü karartanlar"ın ülkesi. Arada biri çıkmış, aşk için gözünü karartmış. Müsaadenizle kahramanım olsun!
Ha, karısı, çocukları ne olacak?..
Bu onlara reva mıdır?..
"Aşk"a gelen evi barkı terk etmeli midir?..
Bunlar ayrı konu. Daha önce çok yazdık çizdik. Özcan mahallenin bakkalı olsaydı, yine işin bu yönünü tartışırdık. Fakat adam "aşk için tahtını terk eden kral" durumunda bir nevi. Önemli olan bu şimdi.
Fakat siz bu satırları okuduğunuz sırada Özcan çoktan ortaya çıkmış, "Kim uydurdu bunları!" demiş de olabilir. Olayın altından başka şeyler de çıkabilir.
Olmayacak şey değil.
Peki olursa ne olur?
Ne olacak, kahramanlık el değiştirir. Yeni kahramanımı bilahare bildiririm size. Zaten her halükárda yenisi gelecektir, dedim ya "benimki devamlı değişiyor" diye!
* * *
Ha, bu vesileyle şu "imam nikáhı" konusuna da değinmek istiyorum.
Siz, her imam nikáhı kıydıranın, bunu "dini inancının bir gereği" olarak yaptığını mı düşünüyorsunuz?
Oysa çoğunun, hayatında bir kere bile namaza durmuşluğu yoktur bana göre.
İmam nikáhı bir "telafi" durumudur çoğu çift için.
"İkinci kadın"larla kıyılır daha ziyade.
Kadın, ilişkinin isminin konmasını ister...
Bir söz alma, bir güvence...
Adam ne yapsın, kıyar imam nikáhını. İnanır, inanmaz ama kıyar.
Topluma karşı da "hiç yoktan" iyidir imam nikáhı.
Budur bana göre.
MIŞ-MUŞ
Genç oyuncu Simge Tertemiz, "Türkán Şoray kurallarım var" demiş.
Bunun altını çizmek içinse dantel külot ve sutyenle sereserpe uzanıp poz vermiş!
Huber ve Tarabya köşkleri dışında Yıldız Sarayı’ndaki Mabeyin Köşkü de Gül için hazırlanıyormuş.
Korkarım sırada Topkapı Sarayı var!
Beynimiz biz farkına varmadan 10 saniye önce karar veriyormuş.
Bir başka deyişle "Jetonun geç düşmesi" durumu bilimsel olarak kanıtlandı!