GEÇEN gün bir taksi şoförü anlattı... Benden önce müşteri olarak yoldan aldığı genç bir kadın cep telefonuyla, işiyle ilgili birkaç görüşme yaptıktan sonra şoföre kız çocuğu olup olmadığını sormuş.
‘Ellerinizden öperler, ilkokula giden iki kızım var’ demiş şoför.
Bunun üzerine kadın, ‘Aman sakın okutmayın kızlarınızı... Vaktiyle verin bir kocaya rahat etsinler’ demiş.
Şoför şaşırmış haliyle.
Tam da bu konuyla ilgili kampanya üstüne kampanya yapılırken...
Ben şaşırmadım pek.
Kadının gerçek fikrinin bu olmadığından eminim. Ben de yapıyorum zaman zaman... İşten güçten bunaldığımda böyle saçmalıyorum.
Kadın aslında ‘okutmayın’ derken ‘çalışmasınlar’ demek istedi herhalde. Zira nice okumuş kadın, koca parası yerken bir o kadar okuma yazması bile olmayan kadın da sabahın köründe yollara düşüyor ekmek parası uğruna...
***
Fakat kadını anlıyorum...
Komşunun tavuğunun komşuya kaz görünmesi durumu var işin içinde. Hani meşhur tanımlamasıyla ‘ayağı yere basan’ kadın, aynı zamanda genellikle evin geçiminden sorumlu, memleketin akıbetinden korkulu, kredi kartlarından sorunlu falandır ya... Bu durum zaman zaman bunaltabiliyor kadını... Akşama kadar evde geceliğini bile çıkarmadan oturan, bütün işi televizyondaki kadın programları seyrinin arasına iki kap yemek sıkıştırmak olan komşusuna özenebiliyor.
Her kadının içinde bir yerde ekmeği elden suyu gölden temin etme eğilimi var zira. Bazıları ayıptır diye bastırıyor bunu. Yan gelip yatanlar, ‘doğa’yla mücadele etmenin anlamsızlığını keşfedenler galiba.
***
Bir de ‘ezilen kadın’ mevzuu var.
‘Ezilen kadın’ deyince cahil, kocasından dayak yiyen, evde, tarlada canı çıkan kadın fotoğrafı geliyor daha ziyade insanın aklına...
Bir kere dayak olayı çok farklı. Diplomayla bir ilgisi yok. Bunu görmek için öyle araştırmalar falan yapılmasına da gerek yok. Herkesin etrafına şöyle bir bakması yeterli.
Bunun dışında ezilmek idrakle ilgili bir şey. Hülya Avşar’ın evlilik konusunda, ‘Kocam zamparalık yapsın ama bana çaktırmasın, canımı yesin’ şeklinde özetlenebilecek felsefesinde olduğu gibi ezildiğini de çakmayacak kadın. Farkında olmayacak.
İşte bu konudaki idraksizlik hali biraz cehalet gerektiriyor. Diyeceğim, okumuş yazmış kadının ezilmesi daha kolay olabilir. Yani ‘pat’ diye anlaması açısından... Ve vallahi bu kesim daha çok eziliyor. Bir gün açarız mevzuu...
***
Aslında nedir amacımız...
Dünyanın gidişatında pay sahibi olmak mı, yoksa hayattan kám almak mı... Amacınız neyse artık... Bu yolda ayaklarınızı yere mi basarsınız, yoksa kocanızın omuzlarından aşağı mı sallandırırsınız... Kafanıza göre takılın.
MIŞ-MUŞ
Bir Japon mucit, şarabı 15 saniyede yıllandıran alet icat etmiş.
Bundan böyle yeni doğmuş bebeğe de ‘yıllanmış şarap’ benzetmesi yapabilirsiniz.
*
İngiltere’de kısa mesajla çalışabilecek su ısıtıcısı üretilmiş.
Bize pek yabancı sayılmaz. Eskiden erkek kısmı karısına çapkın çapkın baktı mı, ‘Suyu ısıt’ mesajı vermiş olurdu.