Kablolu seks

İÇİMİZDEN "bilim adamı" çıkmasaydı, ne olurdu halimiz, düşündünüz mü hiç?

Belki de hálá iki taşı birbirine sürtüp ateş çıkarmaya çalışıyorduk.

Gerçi el yordamıyla, deneye yanıla bir şeyler bulurduk ama tekerleğin icadına geldiğimizde dünyanın da sonu gelmiş olurdu herhalde.

Hakikaten tek tek ellerini öpmek lazım.

Hatta bir kısmı var ki insanlığa hizmet için gece yatmıyor.

Sabah kalkıp bakıyoruz, iki "buluş" daha!

Bir durun, dinlenin, di mi?

Yok!

Hayır, biraz dinlenseler, kalkınca ölüme çare bulacaklar belki...

Fakat hiç durmadıklarından... E, yorgun yorgun bulduğunuz şey de ona göre oluyor tabii.

Mesela en son, áşık olduğumuz ve sevdiğimiz kişiyle sevişirsek daha çok mutlu olacağımızı bulmuşlar.

"Yapmayın yav!" diyesi geliyor insanın.

Hakikaten "Allah Allah!" yani!

Nasıl keşfettiler acaba bunu?

"Yine farecikleri serseme çevirdiler" diyeceğim ama farelerde seks var aşk yok!

İki kişiyi çevirip sorsalardı anlarlardı gerçi ama bilim adamları bunu yediremez kendine, illa laboratuvar ortamında bulacaklar!

Çiftleri bir alete bağladılar herhalde...

Bir Leyla’yla Mecnun’un ABD temsilcisini, bir de barda birbirini kaldırmış götüren bir çift buldular, ayak bileklerine kabloyu geçirdiler!

İnsan ayağında kabloyla nasıl sevişir?

Hayır, fiziksel olarak demiyorum... Gerçi o da zor. Kıpraşamazsın, edemezsin...

Benim gibi evhamlılar için hele... Elektrik çarpacak diye korkar insan ayol!

Hayır, çarptığını anlamaları da zor; bakmışsınız adam odun kömürü olmaya doğru yol alırken bilim adamları "Çırpına çırpına orgazm gerçekleşiyor" diye not düşüyorlar!

Yine de eksik olmasınlar...

Onlar bizi güldürüyor, Allah da onları güldürsün inşallah!

Kızdım kendime...

MUTLU Tönbekici’nin yazısı (30 Haziran-Vatan) balyoz gibi indi kafama!

Kısaca, gazetecilerin, köşe yazarlarının, olayların üstüne mal bulmuş Mağribi gibi atlarken, kahramanların zaten altüst olmuş hayatlarını daha da zorlaştırdıklarını hesaba katmadıklarından söz ediyordu.

Çok hak verdim.

Ama ne yazık ki Mutlu’yu okumadan birkaç saat önce onun bu satırları yazmasına neden olan olayla ilgili yazımı gazeteye göndermiştim. Yapacak bir şey yoktu.

Çok kızdım kendime...

Ne vardı sanki isimleri tekrar tekrar anarak olayı bir daha gündeme getirecek!

Ama oldu bir kere... Büyük ihtimalle her zaman da olacak. Ama doz ayarlanabilir elbet.

MIŞ-MUŞ

Erdoğan, "Gönül Köprüsü Projesi" çerçevesinde kabul ettiği çocuklardan birine, esmer teni nedeniyle "Sen çok ’çaklıt’ kaldın" demiş.Artık tercümana gerek yok, İngilizceyi söktü!

Obama’nın ayısı, iç çamaşırı, tişörtü, ABD’de peynir-ekmek gibi satılıyormuş.Bizde olsa iç savaş sebebi!

Japonya’da bir adam 74 yaşında porno yıldızı olmuş."Komedi-porno" diye bir tür icat ettiler demek!
Yazarın Tüm Yazıları