İyice anladım ki...

SON günlerde şunu iyice anladım ki, "büyük adam" olmak zor.

Her adımda iki kere düşüneceksiniz.

Çünkü her anınız belgeleniyor.

Misal, en sıradan şey... Bir arkadaşınızla fotoğraf çektireceksiniz diyelim. Öyle objektife bakıp gülümsemekle bitmiyor iş.

Bakacaksınız, arkadaşınız kimdir aslında.

Ne demişler, "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim".

Arkanızdaki dekor nasıldır, ona bile dikkat edeceksiniz.

Çünkü "büyük adamlar"ın aile albümü, gazetelerdir, tarih kitaplarıdır.

Ve her fotoğraf bir "sicil"dir.

Belki her şey unutulacak, Demirel’in bir tek o ünlü "aile" fotoğrafı kalacak akıllarda mesela.

Diyeceğim, misal, Suudi Kralı arkadaşınız değil amcanızın oğlu olsa "amca çocukları mutlu günlerinde" yazılmaz o fotoğrafın altına.

Bunu bileceksiniz.

"Büyük adam olmak zor"
demem bundan.

Yine bugünlerde anladım ki tarihe geçmiş insanları "canlandırmamak" en iyisi.

Tabu olarak kalsınlar, erişilmez, konuşulmaz, dokunulmaz olsunlar demiyorum. Canlandırılmasınlar sadece.

Olmuyor çünkü.

Hafızalarımızdakiyle örtüşmüyor hiçbiri.

Bir dizi filmde Adnan Menderes’i gördük. Sonra Deniz Gezmiş’i. En son bir reklam filminde Atatürk’ü.

Tamam, hepsi başarılıydı.

Fakat bir şey vardı... Onlarda değil, bizde. Kendi hesabıma konuşayım, ben de. Bir aldatılmışlık hissi mi desem...

Hayallerimize sınır çiziliyor bir nevi.

Anılarımızın canına okunuyor.

Ne bileyim işte, bir tatsızlık, bir tatminsizlik...

Zorlamasak hiç diyorum.

Bir de şunu anladım...

Aslında hepimiz acınacak haldeyiz.

Yalnız kalamıyoruz. Hiç ama.

Yalnızlık şahane bir durum olabilir aslında ama biz yalnızlığı sevmiyoruz.

Belki de aramızdan pek yaratıcı adam çıkmamasının nedeni budur.

Kalabalıklardan medet umuyoruz.

Umduğumuzu bulamadıkça daha da kalabalıklaşmak istiyoruz.

Yüzünü kendine çeviren yok hiç.

Devamlı toplaşma, buluşma, kaynaşma hali.

Nerede ama?

Facebook’ta.

Üye sayısında dünyada ön sıralardayız.

Toplu ölümler tam bize göre olabilir aslında. Deprem gibi mesela.

Beş dakika yalnız yaşamaktansa hep beraber ölmeyi tercih ederiz.

MIŞ-MUŞ

İsrail Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi kartala benzetmiş.Pot kırmış! Fakat belli ki futbolla ilgilenmiyor.

Işıkara, "Büyük deprem gecikti" demiş.Bunlara randevu verdiydi zahir!

Facebook’ta eski düşmanlara yakalanma ihtimali de varmış.Yan etki!
Yazarın Tüm Yazıları