ANİDEN bir patlama oldu sanki... "İkinci kadın" patlaması.
Herkesin bir süredir "ikinci kadın"ı varmış meğer. Artık birbirlerinden cesaret aldıklarından mıdır, bir bir çıkıyorlar ortaya. Çoğu da 60’ına merdiven dayamış.
Erkek kısmı bir yaşa gelince dünyanın ölümlü olduğunu fark ediyor galiba. Çok da uzun olmadığını düşündüğü kalan ömrünü iyi değerlendirmek istiyor.
"Değerlendirmek"ten anladığı da "kendime daha fazla zaman ayırayım, balık tutayım, kitap okuyayım" değil de "genç biriyle sevişeyim" oluyor daha ziyade.
E, fena bir şey değil tabii... Değil de sevişmekle kalsalar... Yani erkeğe kalsa sırf sevişecek ama yeni ve genç partner ilk zamanlar, "erkeği her fırsatta ’film gibi’ sevişmelerin içine çekecek, sevişilmediği zamanlarda ise çeşitli hoşluklar, şirinlikler sergileyecek bir yaratık" intibaını verse de bir süre sonra o da etiyle kemiğiyle bir "kadın"a dönüşüyor.
Bu bir.
İkincisi, eski eş ve ondan olma çocuklar bir savaş başlatıyorlar ki aslında ülke savaşa girse erkek adam yerine konulup askere çağrılacak yaşı geçmiş, lakin kendini bir savaşın içerisinde buluyor işte. Düşman da canı ciğeri çocuklarıyla, çocuklarının annesi. Zor bir savaş yani.
Üçüncüsü, mal mülk, para pul durumları.
Geride bıraktıklarını doyurmak, bir kısmını kendine ayırmak, yeni geleni donatmak zorunda erkek. Yani "ömrünün sonbaharında elimi eteğimi işten güçten çekeyim" derken, tersine işini genişletmek zorunda bile kalabilir erkek bu dönemde.
Dördüncüsü, bakmışsınız genç sevgili zaten bütün kadınlarda var olan "yavrulama" arzusuyla yanıp tutuşuyor. Hatta bir sürprizi var: Hamile!
Hadi bakalım!
60 yaşında başlayan bir "çocuk büyütme süreci". Çocuğun istikbalini düşünmeler falan. Neticede torun yaşında bir çocuk ile evlat yaşında bir eşin maskarası olmak da var.
Uzatmayayım, 50-55 yaşından sonra kendi hayatını yaşamak isteyen erkekleri "daha fazla kişinin hayatını yaşama" durumu bekliyor. Daha çok sorumluluk, daha az özgürlük.
Oysa ilk evliliğinde kalsa... Çocuklar büyümüş, evlenmiş gitmiş; eş deseniz, kendini ya torun torbaya ya dernek çalışmalarına vermiş... Yani adam daha rahat edecek aslında, otursa oturduğu yerde...
Fakat rahat batıyor demek.
Ya da hadi romantik olalım biraz, aşk "çat kapı" geliveriyor.
Bakın geçen gün de yazdım, "Artık evli olmak istemiyorum" diyenlere ya da Saros’a yerleşmek isteyenlere sözüm yok. Fakat genç sevgiliyle yola devam etmek isteyenler hayatlarının en yorucu dönemini yaşayacaklarını bilsinler. Benden söylemesi.
MIŞ-MUŞ
Yeni Zelanda meclisi iki seks skandalıyla sarsılmış.
Adamlar "çaydan geçiyorduk" demeyi akıl edemediler demek!
İlk kadın uzay turisti yola çıkmış.
Aynı zamanda uzay da dünyanın kaç bucak olduğunu görecek.
İlk penis naklinin gerçekleştirildiği hasta, "Alışamadım" diyerek yeni penisini kestirmiş.
E, "el şeyiyle gerdeğe girmek" herkese göre değildir.