Neden bazı kadınlar estetik ameliyatlara, daha doğrusu güzellik çabası içerisinde olmaya şiddetle karşıdırlar?
Hayır, kendilerinin olmasın öyle bir çabası, tamam... Ama olana "zenci" muamelesi yapılıyor adeta. Bu tuhaf.
Estetikli midir, öyleyse çiz üstünü!
Tamam, artık güzelliğinden başka bir şey düşünemez olanların ruh sağlığından endişe etmek lazım hakikaten ama nasıl göründüğüne önem veren herkese karşı "şiddet ve celál" içinde olanlara da bir bakmak lazım galiba.
Ben baktım biraz etrafımdakilere...
Değişik neticeler çıktı.
1. Bulundukları konum ve çevreleri itibarıyla karşı çıkmak zorundalar.
Yoksa o çevreden aforoz edilirler.
Mesela "entelektüeller" uğraşmazlar öyle şeylerle!
2. O kadar çirkinler ki, onları güzelleştirecek ne yöntem var ne de bunu becerebilecek bir doktor anasından doğmuş.
3. Henüz 30 yaşındalar, onun için rahatça ahkám kesiyorlar.
20 sene sonra aynı fikirde olurlar mı, bilinmez.
4. Aslında saldıracak birilerini arıyorlar. E, "estetikli kadınlar" fena malzeme değil bu iş için.
Dernekleri mi var zavallıcıkların, uğraşanı protesto etsin?
5. Estetik ameliyata, botoksa ve benzeri şeylere karşı çıkmak insanı kafadan "akıllı, kendine güvenen, ayağı yere basan kadın" yapıyor.
6. Zaten her şeye muhalifler.
Onlara pırıl pırıl gökyüzünü gösterip "Bugün hava açık" deseniz, ona da itiraz ederler.
7. Aslında her türlü müdahaleyi yaptırıyor ancak inkár ediyorlar.
En iyi inkár yolu ise "olaya temelden karşı çıkmak"tır kanaatlerince.
8. Aslında en istedikleri şey genç ve güzel görünmek.
Ama olmuyor işte.
Bir nevi "kedi-ciğer-mundar" mevzuu yani.
Fokun bakışı
Biliyorum bize deli gözüyle bakıyorlar.
Hayvanları sevenlere, onlar için üzülenlere.
Hatta cinsellikle ilişkilendirenler var.
Kadınsanız artık ununuzu eleyip eleğinizi duvara astığınız için hayvanlara sarmış olduğunuzu;
Erkekseniz fazladan kadınlık hormonuna sahip olduğunuzu düşünüyorlar.
Anlayamıyorlar.
Hayvan dediğiniz öldürmek için vardır onlara göre.
Zaten ağaçlar da kesilmek için.
Denizler deseniz "çöpünüze amade."
Bugünlerde Kanada’da fokları öldürüyorlar.
Yağı ve derisi için.
Demek insanoğlu her yerde aynı.
Salı günü Radikal’deki fotoğrafı gördünüz mü bilmiyorum.
Fokun bakışını...
Şaşkın, korkmuş...
Adam elindeki sopayı kaldırmış indirmek üzere.
Fok "Ben sana ne yaptım?" der gibi bakıyor.
Artık unutmam ben o bakışı...
Gözünüzün içine öyle bakan bir canlıya o sopayı indirebilmek...
Onlar insansa bize neyiz?
Ankara’da köpekleri öldüren belediyeciler mesela... Aynı türden olmamız imkánsız.
Aynı türden canlılar birbirinden bu kadar farklı yaratılmış olabilir mi?
Ama kendime de kızmıyor değilim.
Üzülmekten ve ulaşabildiğim kedi köpeği besleyip hasta olanları tedavi ettirmekten başka yaptığım bir şey yok.
İnsanoğlunun fokların yağını ne yaptığını merak etmemişim mesela bugüne kadar. Ki o şey neyse hayatımdan uzak tutayım.
Öldürülmelerini önleyemem gerçi.
Ama "işbirlikçi" olmam hiç değilse.
MIŞ MUŞ
Tuba Ünsal boşanmış.A, evli miydi o?
Psikologlar, dayak yediği halde ilişkisini sürdüren kadınların durumunu "Ayrılık korkusu" olarak değerlendirmişler.Bakın bu hiç aklımıza gelmemişti!
ABD Genelkurmay Başkanı "ABD ve Türkiye birbiri için hayati" demiş.Ama "ekmekle su" gibi değil "klozet" gibi daha ziyade.
Okullarda şiddet sürerken, bir öğretmen çocuklardan oluşan bir sokak çetesi tarafından bıçaklanmış.Çetecilerin de "mektepli"si ve "alaylı"sı var artık.