Okurlar bende bir "Güzin Abla"lık seziyor olmalılar ki sorununu yazan yazana.
En son, elbet birbirinden haberi olmayan, iki kadın okurumdan aldatıldıklarına dair mektup aldım."Adi vaka" diyeceksiniz...Öyle.Öyle de, entresan olan, kadınların kocalarıyla ilişkisinin birbirine taban tabana zıt olması.Biri, aralarındaki eğitim farkı nedeniyle kocasını küçümseyen, bunu her fırsatta, herkesin yanında dile getiren, "nasıl olsa ben ondan üstünüm, benden iyisini bulamaz" düşüncesiyle ilişkinin selameti için en ufak bir çaba harcamayan bir kadın.Açık açık anlatıyor bunları maktubunda.Kocasının duruma nasıl katlandığına şaştığını da belirtiyor.Ve sonunda katlanmaktan vazgeçip iş yerinden bir kadınla nasıl yakınlaştığını da..."Hakikaten arandım" diyor.Aranmış ama bu, aldatma ortaya çıkınca çıldırmasına mani değil elbet.Her ne kadar yüzü olmasa da ve adam "gelip geçti, sana döndüm" dese de kadın aldatılmayı içine sindiremiyor ve "ne yapayım" diye bana soruyor.Bir şey demeden ikinci mektuba geçiyorum.***Bu seferki kadın kahramanımız ötekinin tam tersine... Hani mutfakta iyi ahçı, yatakta fahişe, hayatta dost, arkadaş olan kadınlardan.Kocasını mutlu etmek için yapmadığı şey kalmamış.Başarmış da.Mutluymuş kocası.Kendisi de.Hiçbir sorunları, en ufak kavgaları yokmuş.Fakat adam aldatmış.O da "ne yapayım?" diye soruyor."Eeee?" diyeceksiniz..."Bize ne bunlardan?"Hiç. Ben de zaten ne size ne onlara bir şey demiyorum.Sadece kıssadan hisse şunu diyorum herkese:"Ecel gelmiş cihane, baş ağrısı bahane"