Paylaş
SİZ hiç denek oldunuz mu?
Ben olmadım.
Ne fikrimi soran oldu, ne tepkimi alan, ne de televizyonuma alet takan.
Kim seçer denekleri?
Kimleri seçerler?
Kriter nedir?
Misal, televizyon programları...
Hangi programın seyredildiği, hangisinin seyredilmediği hususunda ilgililerin bilgi sahibi olmasını sağlayan denek ailelerin var olduğuna dair bir şayia var ortada.
Şayia diyorum, zira bu aileleri bilen, gören, tanıyan yok.
Kimdir bunlar?
Nerede yaşarlar?
O takılan şey ne menem bir alettir? Hatta alet midir?
Hangi programı beğensem bakıyorum iki hafta sonra yok. Kaldırılmış.
Neden?
‘‘Seyredilmiyor. İlk yüze giremedi.’’
Nasıl seyredilmez ayol, ben seyrediyordum.
‘‘İyi ama siz denek değilsiniz, denekler seyretmiyordu.’’
O deneklere denk gelsem bir gün...
Sahi varsa bildiğiniz bir denek aile bana haber verin. Ziyaretlerine gidip tanışmak istiyorum. Yalnız peşinen söyleyeyim, amacım hoş beş etmek değil. Ağır iki laf edip geleceğim.
Abartmıyorum, öyle bir durum sözkonusu ki... Yapımcıların varsa bir projeleri, önce gelip bana göstersinler. Beğenmezsem ne álá. Beğenirsem hiç masrafa girmesinler.
* * *
Bir de yaz tatili sorunumuz var.
Bunların denekleri yaz gelince tatile çıkıyorlar.
Ama tatil dediysem kışlık evden çıkıp yazlık eve gitmek değil. Televizyon seyredecek zaman ve imkán bulamayacakları, gerek de duymayacakları bir yerlere gitmek. Bali Adaları falan gibi.
E, denekler gidince programa da gerek kalmıyor tabii, hepsi kalkıyor.
Haklılar. Türkiye bir refah ülkesi olduğundan, denek olsun olmasın evde kalıp, yazı da televizyon seyrederek geçirecek olan kesim o kadar azınlıkta ki yeni programlar hazırlamaya değmez. Koyarsın eski programları, tekrar, tekrar, tekrar... Olur biter.
* * *
Bakın, yazmak çok faydalı bir iş. Yazarken yazarken bir merakım kendiliğinden giderilmiş oldu.
‘‘Kim bu denekler, nerede yaşarlar?’’ diyordum ya... Belli oldu.
Yaz tatilini yurtdışında ya da yurtiçindeki beş yıldızlı otellerde geçiren, televizyon seyretmeyen, Türkiye'nin kaymak tabakasına mensup kişiler.
Hayır, aksini kabul edersek tuhaf durumlar çıkıyor ortaya.
Misal...
Kışın yere göğe koyamadıkları kesimi yaz gelince gözden çıkarıyorlar.
Ya da...
Bunların hedef kitleleri başka bir kesim ama her ne hikmetse denekleri başka bir kesimden seçiyorlar.
Gibi.
* * *
Alın size bir denek mevzuu daha.
271 deneğin katıldığı bir araştırmaya göre, Türk halkının yüzde 80'i kendisini başarılı hissediyormuş. Nerede bu başarılar? Bir de biz hissedebilsek. Karşıdan belli olmuyor demek ki.
Yüzde 87'si ise, ‘‘Memleket için bir şey yapmalıyım’’ diye düşünüyormuş. Düşündükleri hususu doğru. Bir de icraata geçseler...
Kararlıyım, bu sefer bu 271 denekle tanışacağım. Ben de ‘‘Memleket için bir şey yapmalıyım’’ diye düşünenlerdenim zira. Tanışıp gereğini yapacağım.
MIŞ-MUŞ
Ahmet Altan, ‘‘İncecik kadın bana göre değil’’ demiş.
İncemiz kalınımız, hepimiz önünüzde tek sıra olduk, gerisini bilmeyiz Ahmet Bey.
*
Türkiye çölleşiyormuş.
Zaten çoktan çölleşmiş olan kafalarımız memleketle bütünleşecek.
*
Karpuz üreticileri, ‘‘Has karpuz yuvarlak olur’’ demişler.
Hiç olmazsa işimiz kolaylaştı, has mı değil mi kesmeden anlayacağız.
*
Derviş'e göre işler yolundaymış.
Sizse hálá ‘‘Siftah yok’’ diye ağlayın, dünyadan haberiniz yok.
Paylaş