MALATYA’daki çocuk yuvasında yaşananlar hepimizi üzdü, öfkelendirdi, şaşırttı.
Demek karşıdan bakınca ne gönül dayanıyor, ne akıl alıyor...
Öyledir zaten...
O haltı karıştıran kadınlar bile kendilerini seyredince ‘Linç etmeli bunları!’ diye bağırmış olabilirler.
İnsan icraat esnasında farkında olmuyor ne yaptığının... Karşımızdakinde ayıpladığımız, kızdığımız ne varsa hepsi bizde de mevcut oysa.
Çocuğunun kafasına günde on kere terlik fırlatan kadınlar da çok kızmışlardır mutlaka Malatya’daki hemcinslerine... Beddualar etmişlerdir.
O malum görüntüleri televizyondan izlerken o sırada gürültü yapıp dikkatini dağıtan çocuğuna bir terlik daha fırlatan olmuştur.
Hamam tası bulsalar... Fakat terlik hemen el altında tabii...
* * *
Ben doğrusu şaşırmadım duyunca...
Çocukdövengillerden olduğumuzu biliyordum. Kendi çocuğuna kıyabilen, başka çocuklara neler yapmaz... Kadınlardan biri, ‘Ben evde çocuğuma da aynı şeyi yapıyorum’ demiş nitekim.
Kadının ‘adam etme’ yöntemi bu! Bunu görmüş, bunu duymuş, bunu öğrenmiş. O da bizim infiale kapılmamıza şaşıyordur Allah bilir!
Ağzı laf yapan biri olsa, ‘Peki öyleyse ne demeye ‘Kızını dövmeyen dizini döver’ demiş atalarımız?’ diye sorabilir de.
Devamını da getirebilir...
‘Dayak cennetten çıkmadır.’
‘Eti senin kemiği benim.’
‘Ananın bastığı yavru incinmez.’
Bunların hepsinin hesabını sorabilir bizden.
Ha bir de vurulan yerde gül bitme durumu var. Kim vurunca oluyordu o iş? Baba? Ana? Koca? Öğretmen? Her neyse hatırlayamadım şimdi... Neticeye bakın zaten...
* * *
‘Ne demek istiyorsun, haklı mı yani bu kadınlar? Masum mu?’ diyeceksiniz. Asla!
Enseyi kararttım sadece, onu anlatmak istiyorum. Hatta çoktandır kara zaten. Bu kaçıncı çocuk yuvası vakasıdır sorarım size?
Gazeteci ablalarına, ağabeylerine olan biteni anlatan çocuklar var ya... Birkaç ay geçip de ortalık durulunca, dilim varmıyor ama o çocuklara bunun bedelinin ödetileceğinden korkuyorum. Yeni dayaklarla...
Yöneticiler değişsin istediği kadar... Çocuklar başka yurtlara dağıtılsın... Olacağı budur diye korkuyorum. Yalnız onlara değil, yurtlardaki bütün çocuklara...
Senede birkaç defa patlak veren olaylardan anladığımız kadarıyla oralarda Naciye anneler sayıyla değil... Rahatlarının kaçmasının acısını fırsat buldukları an çıkartabilirler.
* * *
Fakat işte orası öyledir de dışarısı nasıldır? Tıpkısının aynısı!
Ancak yıllar, yıllar, yıllar geçecek de... Değil. Dayağın cennetten çıkma olduğunu, bu sözün varlığını bile hatırlayan tek kişi kalmayacak da...
MIŞ-MUŞ
Ömür süresi baba mirasıymış.
Derhal bir ‘Babalar ölmesin!’ kampanyası...
Erdoğan, ‘Yurtlarda kız-erkek beraber olmaz’demiş.
Fırsattan istifade!
Önümüzdeki günlerde yaşanabilecek felaketlerin nedeni yaklaşan Mars’mış.