Çeyiz parasının dayanılmaz cazibesi

Şükrü Kızılot’un köşesinde "Kaynanam heyecanlandı" diyordu bir okur.

Dul ve tekrar evlenmeye yanaşmayan kaynana, evlendiği takdirde devletin, kendisine "çeyiz parası" adı altında toplu bir para vereceğine dair duyum alınca "sanki evlenecek gibi" olmuş.

Okur da kaynanasının mürüvvetini görme hevesiyle (katiyen başından gitsin diye değil!) "Bize bir müjdeniz var mı?" diye soruyor Kızılot’a.

Konumuz duyumun doğru olup olmadığı değil gerçi ama merak edenler için Kızılot’un cevabını ileteyim. Evet, okurun kaynanası 1 Ocak 2007’den itibaren evlenirse 12 aylık çeyiz parası alabilecekmiş.

Gelelim konumuza...

Bunu okuyunca bu topraklardaki bütünevlenmeler geldi aklıma. "Hakiki evlilikler bütün evliliklerin yüzde kaçını oluşturur?" gibi bir soru mesela.

Yani tarafların "Onsuz olamam" hissine kapılarak gerçekleştirdikleri evlilikler, şu aşağıdaki nedenlerle yapılan evlilikler içerisinde ne kadar yer tutar?

Misal askere gitmek gibi sırf vakti geldiği için yapılan evlilikler...

"Annemler (Birinci "e" açık okunacak!) istediği için" yapılanlar.

Benim de kendime ait tencerem tavam olsun diye...

Çocuk yapma yaşını kaçırma korkusuyla...

Lekelenen namusu çamaşır suyuna yatırma niyetiyle...

Paralı seks zamlandığı için...

Damızlık boğa ihtiyacından... Geçim derdine çare olsun diye...

"Eş durumundan tayin" maksadıyla...

Ex sevgiliye inat olarak...

Kafada harika bir gelinlik modeli bulunduğundan...

Hazır zengin bir koca adayı yakalanmışken...

Dedikoducuların ağzını torba misali büzmek için...

Ve işte "çeyiz parası"nın dayanılmaz cazibesi yüzünden falan filan.

Otu b.ku araştıran araştırmacıların aklına gelmedi herhalde bunu araştırmak.

Fakat benim geldiğim noktaya dikkatinizi çekerim!

Körle yatan şaşı kalkarmisali, "Cacık sevenlerin çocukları suça yatkın oluyor" gibi neticelere varan araştırmaları duya duya...

Tekerlek üstü saltanat

Bilmiyorum duydunuz mu... "Saltanat Otobüsleri" konuyormuş sefere. Şehirlerarası çalışan.

Ben de Zaman Gazetesi’nde okudum.

"Saltanat Kayığı" var zaten... Fesli kayıkçıların çektiği... Haliç’te gezip duruyor.

Fakat "tekerlek üstü saltanat" ilk defa olacak.

Patates ya da şekerpancarı yüklü kamyonlar yanınızdan geçip giderken...

Gerçi perdeleri olacakmış otobüsün.

Siz o arada içeridekikaftanlı hosteslere bakıyor olacaksınız...

Yalnız mola işini nasıl halledecekler bilmiyorum. Gerçi en kısa zamanda "Saltanat Tesisleri" yapılacaktır da, o zamana kadar nasıl olacak?

Ben şahsen otobüsteki saltanattan sonra aniden Susurluk’ta "tost ve ayran" ikilisiyle karşılaşmak istemem!

Ya da burnundan konuşan bir kadının "Çaylar şirketimize aittir" demesine katlanamam.

Herhalde bunları da düşünmüşlerdir.

Bakmışsınız Susurluk’un "Vezirparmağı" ünlü olmuş!

Burnundan konuşan kadın da "Şerbetler imparatorluktan" diyor!

"WC’ler"de ibrikli görevliler bekliyor.

Ne bileyim, böyle şeyler işte.

Nostaljiyse, alın size nostalji!

Gerçi siz en fazla çocukluğunuza dönmek isterdiniz bazı bazı... Fakat Osmanlı’ya kadar gitmeniz nasip oluyor!

Ne diyeyim...

Allah verdi iki göz!

Bir şey daha diyeyim. Lahavle.

MIŞ MUŞ

Bir yakını, 2006 Türkiye Güzeli daha dokuz aylıkken kraliçe olacağını bilmiş.Kakasına baktı zahir!

Malezya’da 33 yaşındaki erkek 104 yaşındaki kadınla evlenmiş.Gördünüz kızlar, can çıkmadan Allah’tan umut kesmeyeceksiniz.

Sosyete güzelleri yaz için bakıma girmiş.Fakat "yeni model" kumalara çare değil.

Ebru Akel "İlgili ve düşünceli bir aşığım" demiş.Bu özellikler "aşık"tan ziyade "anne"yle bağdaşıyor ama hadi neyse!
Yazarın Tüm Yazıları