Paylaş
Ancak asıl merak ettiğim, kadınlar ne zaman vazgeçiyor, vazgeçiyor mu?"
Sorunuza soruyla cevap vereyim:
Kadınlar aldatıyor mu?
Bana göre sayıları pek öyle fazla değil. Bakmayın siz toplumdaki tantanaya... Suni o. Şöyle söyleyeyim, "Aldatan kadın var; aldatmayan erkek yok" denilebilir.
* * *
Ergün Demircioğlu:
"’Aptal sarışın’ saplantım yüzünden gazetedeki yazılarını okumamakta epey direndim. Çok yanılmışım."
Beyefendi, sarışınların aptal olduğu inancı geçen yüzyılda kaldı, neredeydiniz siz?
Neyse, zararın neresinden dönülse kárdır!
* * *
Birgan Gökmenoğlu:
"Çok ciddi bir şey için yazmıyorum size... Ölümü arpadan olan at vardır demek için yazıyorum. Atlar için en riskli hastalıklardan biri kabızlıktır. Özellikle sıcak aylarda çok yerse atlar, bağırsakları düğümlenebilir."
Tersine... Gayet ciddi bir iş yapmışsınız. Adamlar buna benzer bilgilerden "Cahillikler Kitabı"nı oluşturdular, satıyorlar.
* * *
Derya Çağlar:
"Siz de hatırlarsınız, belki de tanırsınız, Umay Umay diye bir şarkıcı vardı, şimdilerde Emre Aydın’ın Hareket Vakti adlı şarkısını geçmişte o söylerdi... Şimdi şarkıyı dinledim de, o sesi, yorumu nasıl özlediğimi fark ettim. Diyeceksiniz ki neden bana yazıyorsun, işte onu ben de bilmiyorum."
Sahi ne güzel söylerdi... Bak ben de merak ettim şimdi! Yok, neden bana yazdığını değil, Umay Umay’ı.
Aysel Atar:
"Yazınızı okuduğumda düşündüm... Evlilik kadına fena yetki veriyor...
Evlilik mi kadına bu yetkiyi veren?
Bence kocası.
Bu yetkiye sahip olanlar sadece eşler değil, eski eşler, kızlar, anneler ve hatta kız kardeşler de olabiliyor, hatta bazı durumlarda hepsi birden bu yetkiye sahip oluyor."
Haklısınız. Çete oluşturuyorlar adeta. Ama sağlam gerekçeleri var, "kutsal yuva"yı kurtarmak için yapıyorlar bunu. Akan sular duruyor tabii o zaman.
İyi mi yapıyorlar bunu tartışacak değilim ama beni esas rahatsız eden, ahlak bekçisi kesilen insanların hayatlarını incelediğinizde ahlak adına pek bir şey bulunamıyor çoğu zaman.
* * *
Motosikletlerin çıkardığı sesten şikáyetçi ne kadar çok kişi varmış meğer...
Celal Güney, Ümmühan Koldaş, Necdet Sumer, Ergun Can, Ayşegül Betil, Selis, Hasan Hüseyin Bindal, Can Mazlumoğlu, Yaşar Karataş, Haluk Tuna, Derya Saçın... İçlerinde motor sahibi olanlar da var. Onlar da şikáyetçi bu gösterişçilerden.
Fakat netice... Çaresi yok. Bunları şikáyet edecek bir merci bile yok neredeyse.
Bir de Mehmet Şen, Kemal Ertunç, Volkan Ustabay, Oğuzcan Heray gibi "trafikte fark edilmek için motorun gürültülü çalışmasının şart olduğu"nu savunan motorcular var.
Ve tabii eleştiriye gelemeyenler... "Sen ne anlarsın" deyip olaya nokta koyanlar... Fatih Çelik ve Levent Erdoy gibi. "Üç-beş serseri motorcu için bütün motorcuları lanetleyemezsiniz" diyor Fatih Çelik.
Ben de aynen böyle yaptım, üç-beş kişi için bütün motorcuları lanetlemedim, yazımda da bunu özellikle belirttim. Fakat Fatih Bey atlamış orayı demek! Beni azarlamayı koyduğu için kafasına...
MIŞ-MUŞ |
Erdoğan "Boş gezen çevreci değilim" demiş.Hayatta bir de "boş konuşanlar" var biliyorsunuz. Bursalı emlakçı, 3 gün 3 gece sünnet düğünü yaptığı 11 yaşındaki oğlunu, düğünün yapıldığı stada helikopterle getirmiş.Korkarım gitti çocuğun şeyi! Nasıldı o söz... "Görmemişin oğlu olmuş, tutmuş ...’nü koparmış." |
Paylaş