Cevap veriyorum

ADI bende saklı bir okurum

"Merhaba Pakize Hanım!

Sizi ve yazılarınızı severek okuyor ve dinliyorum. Bence gündemimizdeki ve ülkemizdeki sorunları genel anlamda tatlı sert bir dille eleştirmeniz çok güzel.

24 yaşında, yeni evliyim. Üniversite mezunu, hiç boş zamanı olmayan, ekonomik özgürlüğü elinde olan, tamamen sosyal biriyken bir karasevda uğruna evlendim ve şu an oturup kocamı bekliyorum. Çok sıkılıyorum. Kaynanam da üst katımda oturuyor, bu zaten sıkılmama yetiyor.

Doğulu bir aile eşimin ailesi. Oldukça kültür farkı var aramızda. Anlaşamıyor, konuşamıyoruz. Benim A dediğime muhakkak B diyorlar. Kayınpederim her ne kadar kültürlü ve demokrat görünse de aslında kişiliğinde diktatörlük yatıyor aslanlar gibi!

Allah’tan eşim ailesine çekmemiş, çocuk kendisini yetiştirmiş nasılsa.

Birçok hayalime bu evlilik için yüzme öğretmek zorunda kaldım ve şu an hepsi çok iyi birer yüzücü oldu!"

Çok iyi oldu bana yazman.

Ne zamandır çevremde de birçok örneğine rastladığım ve üzerine iki laf etmek istediğim bir konu bu.

Fakat söyleyeceklerim hoşuna gitmeyebilir. Çünkü "Haklısın" demeyeceğim.

Ha, uyuşamamakta haklı olabilirsin. İnsanın kendi ailesiyle bile uyuşamadığı, uzak durmak istediği oluyor. Ve kendi ailenden bir ölçüde şikáyet etmeye de hakkın olabilir. Sen seçmedin onları zira. Kadere sitem edebilirsin hiç olmazsa.

Ama kocanın ailesinden şikáyet etmeye hakkın yok.

Kocan saklamış mıydı ailesini senden?

Ya da 24 yaşında, üniversite mezunu, aklı başında biri olarak illaki yaşayıp da mı görmen gerekti iki kere ikinin dört ettiği gibi birtakım gerçekleri?

Eminim ilk tanıştığında çok sevimli bulmuşsundur kocanın ailesini.

Değişik bir kültür hoşuna gitmiştir.

Yemeklerini öğrenmeye çalışmışsındır, türkülerini ezberlemişsindir belki.

Alıştığının dışındaki her şey çekmiştir seni. Yabancı bir ülkeye seyahat gibi heyecan duymuşsundur.

Ne diyeyim...

Aşkın gözünün kör olması halinin kapsama alanına giriyor herhalde bunlar da.

***

"Kocam neyse ki ailesine çekmemiş, kendisini yetiştirmiş" diyorsun.

Öyle mi?

Neden hayallerinden vazgeçtin o zaman?

Neden çalışmıyorsun?

Bak, moralini bozmak gibi olmasın ama "ailesine çekmemek" diye bir şeyin kimse için mümkün olmadığını söyleyebilirim. Tecrübelerim bunu öğretti bana.

Sadece bir süre, gençlik döneminde ailesine yabancılaşıyor insan. Sonra yavaş yavaş aslına rücu ediyor.

Hepimiz için böyle bu.

Ne eğitim engel buna, ne aileden uzakta yaşamak. Bir bakmışsın değer yargıların ana babanınkiyle aynı. Şaşırarak görüyorsun.

Diyeceğim, sızlanmayı bırak. Deveyle diyar meselesini bilirsin.

Ya da kocanı ve ailesini değiştirmeye çalış. Bakarsın bir "mucize" olur! Tarihe bile geçersin vallahi!

MIŞ-MUŞ

Erdoğan, ünlü modacı Pierre Cardin’e Fahri Dostluk Elçisi plaketi verecekmiş.

Sümeyye’nin nikáh şahidi belli oldu.

***

Çevre ve Orman Bakanı Pepe, Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi’ndeki yılanın kaybolmasıyla ilgili "Şiş kebap yemeyin" demiş.

Böylece "komik" olmayan bakanımız kalmadı.

***

Erdoğan, AB karşıtı söylemlere karşılık "Küp şeker miyiz ki suda yok olalım" demiş.

Bu da "Başkomik".
Yazarın Tüm Yazıları