Cevap veriyorum

Sevinç Şensoy-İstanbul

Faksınızı okurken ağladım. Şirin'e o muameleyi reva gören Kadıköy Belediyesi ekiplerine söyleyecek söz bulamıyorum. Sadece bir temennide bulunacağım. Ağladıkları günler güldüklerinden fazla olur inşallah.

*

Füsun Demir-Ankara

Füsun'cuğum, güzel sözlerin için teşekkür ederim. Siyasete atılmayı hiç düşünmüyorum. Zira siyaset denince aklıma nedense sözlükteki ikinci anlamı geliyor hep.

‘‘Çıkar sağlamak için tutulan davranış tarzı.’’

Bu da bana uymuyor.

*

Kimliği Belirsiz-Avrupa'nın neresinden o da belirsiz

Siz herhalde sahte dindarlardansınız. Gerçek mümin ağzına küfür almaz zira.

Her satırda kadınlığıma sövmüşsünüz ama bu kadın her yazdığının altına imzasını atıyor; sizde o cesaret yok ki kimliğinizi gizlemişsiniz, sevgili errrrkek okurum.

AKP'ye benden bir zarar gelmez ama sizin gibilerden çok çekeceği var partinizin. Onların yaratmak istediği imajı yerle bir ediyorsunuz zira.

*

Tuğba Selimoğlu

Tuğba'
cığım ne tatlısın sen... Ne güzel anlatmışsın yumuşak yumuşak. Bir de beni anlayabilseydin...

Bir daha anlatayım bari.

BEN KİMSEDEN YANA OLMADIĞIM GİBİ KİMSENİN DÜŞMANI DA DEĞİLİM.

Memlekette olup biten ne varsa (mizahın bir gereği olarak abartarak tabii) hicvediyorum.

En çok yüklendiğim parti aslında oy verdiğim parti olabilir. Yani yazdıklarımdan yola çıkarak benim ne tarafta olduğumu kestiremezsin, hiç uğraşma.

Etrafta dört kadınla evlenmenin, çarşafın, şunun bunun esprisi yapılıyorsa, ben de ‘‘Çarşafın Faydaları’’ diye bir yazı yazarım elbet. Yoksa ben de biliyorum çarşafa girmeyeceğimizi.

Bu toplumun en büyük eksiği ne biliyor musun Tuğba'cığım?

Gülüp geçilecek şeylerle ciddiye alınacak meseleleri birbirine karıştırmak. Ah tepkimizi doğru yere bir denk getirebilsek...

Sen yapma bari Tuğba.

*

Tezer-İstanbul

Benimle bütünleştiğini söyleyen sadık okurum, doğum günüm münasebetiyle gönderdiğin iyi dileklerin için çok teşekkürler. Ancak doğum günüm 23 Kasım değil, 23 Nisan. Arkadaşların eli sürçmüş, 23 Kasım yazmışlar. Ama keşke doğrusu bu olsaydı, hiç olmazsa 7 ay daha genç olurdum.

*

Erkin Okay-Ankara

Gazeteciliğe emek vermiş çok değerli büyüklerimin bir kısmı, bendeniz yıllarca bir başka mesleğe emek verdiğim için, ani oluşan köşe yazıcılığı kimliğimden, geride bıraktığım 5 yıla rağmen, hálá rahatsız olmaktalar. Bu sebepten emekli bir gazeteci olan sizden böyle bir faks almak ilaç gibi geldi doğrusu, aynen yayımlamaya karar verdim.

‘‘Hanımefendi,

67 yaşında emekli bir gazeteciyim. Son senelerde gazetecilik adına ortaya çıkan manken, film artisti ve türkücülerin bu mesleği ayağa düşürmeleri karşısında uykularım kaçıyor. Bunların kanalları parsellemesinin yanı sıra bu mesleğe ömür vermiş insanların işsiz dolaşması beni kahrediyor.

Siz Hürriyet'te yazmaya başladığınız zaman da aynı duyguları taşıdım. Ancak yavaş yavaş köşenizin tiryakisi olmaya başladım. Son derece kültürlü ve zeki bir hanımefendi olduğunuzu anladım. Hele, bir zamanlar Şinasi Nahit Berker üstadın günlük küçük fıkralarını aratmayan Mış-Muş'larınız tek kelime ile enfes.

Sizi bütün içtenliğimle kutluyor, müsaade ederseniz güzel gözlerinizden öpüyorum.’’

Teşekkür ederim Sayın Erkin Okay.


MIŞ-MUŞ

Bekáret moda olmuş.

Demode kalmaktansa ölmeyi tercih edecek olan iki çocuk annesi hanımefendiler ne yapacaklar bakalım?

*

Meclis camii dolup taşıyormuş.

Demek namaz da moda oldu. Değilse, ‘‘Daha önceleri neredeydiniz?’’ diye sormak lazım o doldurup taşıranlara.

*

Tayyip Erdoğan'a Beyaz Saray da kapısını açıyormuş.

Tayyip Erdoğan KKTC'nin tersi gibi; KKTC'yi bizden başka tanıyan yok, Erdoğan'ı bizden başka herkes tanıyor.
Yazarın Tüm Yazıları