YERDEKİ okları takip ederken doğum yapan kadınları hatırladım. "Çekilen acı unutulmasa ikinciye, üçüncüye kalkışmak mümkün olmazdı" derler hani...
Yok, doğuracak falan değilim. Sadece ev eşyası satan bir alışveriş merkezindeyim. Oysa yemin edeli daha bir sene olmadı.
"Bir daha asla!" demiştim.
Fakat işte okları takip ederek kasaya doğru ilerliyorum.
Neden yemin etmiştim?
Mesela, masa olarak görüp beğendiğim şeyi eve masa şeklinde götüremediğim için!
Montaj mevzuu hevesimi kaçırıyor.
Zaten beceremiyorum da. Vidalar benim elimde o deliklerin vidası olmaktan çıkıyor adeta. Sonunda işi bitiriyorum gerçi ama ya masa topallıyor, ya elimde fazladan iki vida!
Fakat işte dediğim gibi yine dayanamadım. Daha doğrusu bir kanepeye ihtiyacım oldu. Piyasadakilerin fiyatı iki oda bir salon daireye denk düştüğünden, son çare olarak adı bende saklı ama sizin "şıp" diye anladığınız mağazada aldım soluğu.
Evde oturacak yer kıtlığı mı vardı?
Hayır.
Tersine, kanepe koyacak yer kıtlığı olduğunu söyleyebilirim.
Hatta kardeşim duyunca, "Senin evde on santimetrekareden büyük boş alan var mı ki?" diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
Evet, bırakın kanepenin kendisini, fotoğrafını koyacak yer yok. Zenginlikten değil, hastalıktan. Yazdım geçenlerde, bilmem ne bozukluğu... Atamayıp, biriktiriyorum.
Bir yandan da ihtiyaç doğuyor, n’apayım.
İşte kanepe lazım oldu şimdi de.
"Bize ne senin kanependen?" demeyin. Esas mevzuya geliyorum.
Efendim, esas mevzu, "insan vücudunun tek kişilik koltukta oturmak üzere biçimlendirilmediği" bilimsel olmayan gerçeğidir!
Kendi tecrübelerimle vardım bu gerçeğe.
Bacaklar dizlerden 90 derece kıvrık, tabanlar yerde, vücut dik, kollar iki yanda... Yok öyle!
Hele bir de televizyonun karşısında konuşlanılmış ise... İmkánsız!
Aslında insanoğlu en azından kaykılmak üzere yaratılmış bana göre.
En iyimser tahminle yani... En usturuplu oturuşu kaykılmaktır. Ki o da en fazla üç-beş dakika sürer. Ondan sonrası adeta yer jimnastiği figürleri!
Ve siz de farkındasınızdır ki bütün bu akrobasinin tek kişilik koltukta yapılması imkánsızdır.
Uzatmayayım, bana göre evin her ferdine bir kanepe lazımdır. Siz bakmayın evlerde bir kanepeye karşı üç adet tek kişilik koltuk bulunduğuna... Analarımızın kabul gününden kalma bir alışkanlıkla yerlerini korumaktadırlar. Aslında miadı dolmuştur o koltukların.
Misafir devri sona ermiştir ve ev halkının birer kanepeye ihtiyacı vardır. Ben ikinciyi aldım, annemle aramızda adaleti sağladım, darısı başınıza!
MIŞ-MUŞ
"Mükemmel gülüş"ün formülü bulunmuş.Geriye "gülme"nin formülünü bulmak kaldı!
96 yaşında adam ile 88’lik kadın evlenmişler."Bir yastıkta KOCASINLAR" diyeceğim ama bizim dileklerimize pek ihtiyaç kalmamış.