Bir Başbakan

TAMAM, Başbakan bir başbakana yakışır dille konuşmuyor.

Şu son olayda hele...

O, bir başbakan olduğunu asla unutmamalı.

Ama biz unutabiliriz. Belli ki var böyle bir hakkımız.

Mesela karşısına geçip, "Ne yüzle geldin buraya" diye bağırabiliriz.

Terbiye sınırları içerisinde sayılabilir bu.

Sırf başbakan olduğunu değil, nihayetinde "insan" olduğunu da unutabiliriz bir başbakanın.

Kesinlikle unutmalıyız hatta.

Başbakanlar "insan" değildir, olmamalıdır.

Herkesin zıvanadan çıktığı bir an vardır. Üstelik bunun eşiği bizim toplumda çok da düşüktür.

Günde kaç kez önünüzdeki arabanın sürücüsünü dövmek için dışarı fırladığınızı, camı açıp küfrettiğinizi, el kol işaretleri yaptığınızı düşünün bir...

Fakat bir başbakan sinirlenmez, bağırıp çağırmaz, kızamaz. "İnsan"a ait duygu ve davranışları başbakanlık binasının vestiyerine bırakmış olmalıdır.

Hepsini değil tabii.

Sevgi, merhamet, hoşgörü, anlayış gibi bizim işimize gelenleri muhafaza edebilir.

Ha, pardon, bazen sinirlenmeye de hakkı vardır. Mesela, dışarıda bizi temsil ederken masaya yumruk falan vurulacaksa... Hatta oralarda küfür etmesini "iyi hal" bile sayabiliriz.

Neticede, sıradan biri değildir bir başbakan.

Ağzından çıkana dikkat etmelidir.

Ama bakın, geçtiği yolların trafiğe kapatılması falan söz konusu olduğunda sıradan biri gibi olması iyi olur doğrusu.

***

Bana dizilerdeki hiç sevmediğim kahkaha efektini hatırlattığı için kullanmadım ama siz mutlaka gerekli yerlere ünlem işareti koyarak okumuşsunuzdur yukarıdaki satırları.

Kiminize Tayyip Erdoğan'ın "lan"lı konuşmasını savunuyormuşum gibi gelmiş olabilir.

Değil.

Ama "Hırsızın hiç mi suçu yok" diyorum doğrusu.

Nitekim çiftçi de özür dilemiş.

Esas demek istediğimse başbakanlığın zor zanaat olduğu.

Her şeyi bir yana bırakın, bir başbakanın bizleri anlaması bile zor iş.

Erdoğan mesela...

Diyordur ki şimdi kendi kendine...

"Lan, daha düne kadar en sevdikleri yanım Kasımpaşalılığımdı anasını satayım!

Halime tavrıma, yürüyüşüme methiyeler düzerlerdi...

'Bizden' derlerdi..."

Adamcağız "Hayırdır?" diye sorsa yeridir şimdi.

O sormazsa bir soran bulunur.

Bakarsınız biri önce argo konusundaki hassasiyetimiz için tebrik eder bizi, sonra sorularına devam eder...

"Daha önceleri neredeydiniz?"

"Her şey iyi de bir tek Başbakan'ın dili mi kötü?"

Gibi.

MIŞ-MUŞ

Kadınlar, kadın bakan Çubukçu'ya karşıymış.

E, kadınla kadının işbirliği eşyanın tabiatına aykırı diyebiliriz zaten.

***

Penis büyütme operasyonları mutlu etmiyormuş.

"Allah kimseyi gördüğünden geri koymasın" diye bir laf vardır, ileri koyması da aynı kapıya çıkıyor demek.
Yazarın Tüm Yazıları