Beyindeki yasalar

ANTALYA’nın o güzelim Alanya’sında geçmişte yaşanan ‘turist kadınlara tecavüz’ olaylarından ötürü bizim sevgili Şermin Sarıbaş gitmiş, bu neyin nesidir diye bir araştırma yapmış, neticede bir yazı yazmış.

Başlık şu:

‘Bir tarafta özgür mü özgür turist kadınlar, diğer tarafta işte o kafa erkeklerimiz.’

Alanya Kaymakamı’na da fikrini sormuş Sarıbaş.

‘Bizim gençler, kızlar biraz ilgi gösterse devamı gelecek sanıyor’
demiş Kaymakam Günhan Sarıkaya.

Şimdi, zaten okuduğunuz bu satırları burada neden tekrarlıyorum?

Zira diyeceğim ki Sarıbaş’la kaymakam bir vesileyle aslında Türkiye’deki erkeklerin genel durumunu pek güzel ortaya koymuşlar.

O başlıktan çıkarın ‘turist’ sözcüğünü... İşte durum budur. Ve hakikaten erkekler, kadınlar biraz ilgi gösterse devamı gelecek sanırlar. Tecavüze kadar varmadıysa da neredeyse her kadının başına gelmiştir.

Her kadın, en az bir kere işyerinde, yaşadığı mahallede, arkadaş çevresinde, sırf davranışlarından dolayı, birtakım erkeklerin ‘Verecek galiba’ beklentisiyle karşı karşıya kalmıştır.

Neden?

Zira erkek kısmı, kadının ve de kendinin cinsiyetinin her ortamda, her zaman farkındadır. Buna karşılık kadın kısmı çoğu zaman erkeğin erkek olduğunu unutur. Yani kadının ‘cinsiyet’i kenara attığı zamanlar vardır, erkeğinse yoktur. Onun içindir ki en sıkı kadın-erkek dostluklarında bile kadın için o mesele ‘Dünyada bir o bir ben kalsam olmaz’ iken, erkek için yatay geçiş her an mümkündür.

Ama erkekler, kadının bu durumunu bilmezler. Söyleseniz de inanmazlar. Anlamazlar. Kadınlar da onlardan aşağı kalmaz. Onlar da erkeğin durumunu bilmez, anlamaz. Ortada daima karşılıklı, ‘Kişiyi nasıl bilirsin? Kendim gibi’ hali mevcuttur.

Onun içindir ki kadınlar, erkek arkadaşlarıyla şakalaşmakta, konuşurken elini omzuna atmakta falan bir beis görmezken, erkekler kadının iki kere üst üste öksürmesinden bile mana çıkarırlar. Neticede ilişki erkeğin varacağını zannettiği yere varmayınca kadın onların deyimiyle gösterip de vermemiş olur.

Eğitimin bu durumu değiştirmede herhangi bir etkisi görülmemiştir. Ha, sadece bir kesim olayı tevacüzle neticelendirirken, eğitimliler aralarındaki bar sohbetlerinde kadını ‘o....u’ olarak nitelendirmek suretiyle aşağılarlar.

***

Son olarak, TÜRSAB Alanya Başkanı Bilal Korkmaz’ın sözleriyle hem durumu özetlemiş, hem de istendiği kadar evlilikte bile bir kadının rızası olmadan cinsel ilişkiye girmenin tecavüz sayılması yolunda yasalar çıkarılsın, beyindeki yasaların asla değişmeyeceğine dair bir örnek vermiş olalım.

‘İki lezbiyen kız tatile gelmişti. İki erkekle yemeğe çıkmışlar, içip sarhoş olmuş, eğlenceye gitmişler. Sonra da bu çocukların evine gitmişler. İki erkek bunlarla sevişmek isteyince itiraz etmişler. (...) Yani şimdi bunun tecavüz olduğunu kim yargılayacak? A, ama birbirlerini hiç tanımazlar, alıp götürür tecavüz ederler, tecavüz o işte!’

MIŞ-MUŞ

M.Ali Erbil, ‘Her Tuğba’yı sevgilim sanmayın’ demiş.

Ama birkaç Tuğba için bir şey demiyor.

İstanbul depreminde sıfır can kaybı için 1 milyar dolar lazımmış.

Artı idrak.

Erdoğan, ‘Laikliği son hücremize kadar savunuruz’ demiş.

İlk hücrelerine ‘Bu son hücremizdi’ deseler ne bileceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları