Ben gönlümü eğlerim...

Sizin de duyduğunuzda sinirinizin oynadığı şarkılar var mı?

Benim var da.

Fakat hiç tahmin edemezsiniz hangileri olduğunu.

Çünkü ne zaman üç kişi bir vesileyle aşka gelip de bir ağızdan şarkı söylemeye kalksa, akıllarına ilk bu şarkılardan biri gelir mutlaka.

Ya da bir kabiliyetsizin, aklında tutabildiği , söylemeyi becerebildiği tek bir şarkı varsa şu hayatta, o da bu şarkılardan biridir.

Halkın o derece sevdiği, benimsediği şarkılar yani.

Zaten fi tarihinin şarkıları olmasına rağmen hala söylenmesinden anlayacaksınız.

Uzatmadan şaşırtayım sizi.

Hayat Bayram Olsa

Sev Kardeşim

Samanyolu

Memleketim

Evet, bu dört şarkıyı duyunca sinirim oynuyor oldum olası.

Peki neden?

Vallahi bilmiyorum.

Sosyolog, psikolog, filozof... Kim bakıyorsa bu işlere, bu durumumu çözerlerse kendilerine müteşekkir olurum.

Herkesin pek anlamlı, çok hisli bulduğu bu şarkılarla ne alıp veremediğim olabilir?

Sözlerini samimiyetsiz buluyor olabilir miyim mesela?

Balığın kavağa çıkmasının bile daha mümkün göründüğü bir takım hallerin sanki olabilirmiş gibi yutturulmaya çalışılmasına bozuluyor olabilir miyim?

İnsanların birbirinin kurdu olduğu şu alemde "Al kardeşim neşe getirdim sana, gel kardeşim elini ver bana" demek inandırıcı oluyor mu yani?

Kimbilir neden istiyor elimi... Parmaklarımı mı kıracaktır...

Aslında galiba biliyorum bu şarkılardan gıcık kapmamın nedenini.

Siyasi partiler.

Evet, onların yüzünden.

Mesela şu anda bir minibüs avaz avaz "Bir başkadır benim memleketim" diye bağırıyor.

Başkadır elbet. Kimsenin itirazı yok.

Fakat "Ben gönlümü eğlerim, gerisi Allah kerim" dedi mi işkilleniyorum. Aslında işkillenmek safdillik sayılabilir. Adamlar buna mahal vermeden açıkça söylüyorlar çünkü. Beş sene gönüllerini eğleyecekler, işleri de Allah’a havale edecekler!

Hani açık sözlülük bu kadar olur!
Yazarın Tüm Yazıları