Ben Ayten olsam...

HANİ sağlığında kimsenin kıymetini bilmediğimizden yakınıyoruz ya her zaman... Özellikle kaybettiğimiz sanatçıların, devlet büyüklerinin, birtakım ünlü kişilerin ardından methiyeler düzerken geç kaldığımıza hayıflanıyoruz hani...

Herhalde buradan hareketle Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Seyfi Saltoğlu’nun arkadaşları, şeytanın bacağını kırıp, vekili sağlığında taltif etmek amacıyla adını bir sokağa vermişler.

İnsanın, adının sokaklara verilecek kadar çok sevilip sayıldığını görmesi hoş tabii. Layık görenler açısından da takdire şayan bir davranış.

Saltoğlu 22 yıl hizmet etmiş belediyeye. İyi, güzel. Ancak kafamı kurcalayan şey, gerekli yüz binlerce sokağı nerede bulacağımız hususu. Çünkü Saltoğlu gibi yıllarca çeşitli kurumlarda hizmet vermiş yüz binlerce memur var.

Fakat Saltoğlu’nun 22 yıllık olağan hizmetinin dışında bir özelliği de varsa onu bilmiyoruz tabii. Yani bir nevi ‘gizli cevher’ olma durumu söz konusuysa...

Benim çok ilgimi çeker sokak isimleri... Ve sokakların, isimleriyle bütünleştiğini düşünürüm. Asla değişmemesi gerektiğini...

Nesneler gibi... ‘Masa’ya ‘terlik’ diyebilir misiniz bundan böyle?

Hatta insanlar gibi... Ben birdenbire Ayten olsam mesela... Yadırgamaz mısınız?

Hayır, çok aşağılayıcı falan bir isim olur da, sokak sakinlerinin onuruna dokunan... Değiştirilmesi doğal olabilir o zaman. Fakat sen kalk ‘Sakız Hanım’ı, ‘Günışığı’nı, ‘Gündönümü’nü beğenme!

‘Zaten abuk sabuk şeylerdi’ diyor Saltoğlu... ‘Yok Kediseven Sokak, yok Buluşmalar Sokak, yok Öykü Sokak!’

Aslında söylenecek bir şey yok.

Dilimizin en anlamlı kelimeleriyle en etkili cümlelerini kursanız, karşı tarafı ‘Kediseven’in bir sokak ismi olarak pek de güzel olduğuna ikna edemezsiniz.

Anlatmakla olmaz. Bunu anlamak ancak kendiliğinden olabilir ve bunun için çok uzun bir süreç gerekir. Ana rahmine düşmeden önce başlayan belki de...

Fakat beyefendi de aynı sebepten aksini bize anlatamayabilir, o da var.

Peki, ‘abuk sabuk’ sayılmaması için bir sokak isminin, nedir aranan, onu anlasak bari.

Mana öteki mana mıdır?

Herhalde.

Zira bir başkan vekilinin soyadının sokağa verilmesi ‘mana’lı hakikaten.

Son alarak, kimsenin adıyla, kişiliğiyle bir alıp veremediğim yok. Yerleşmiş sokak isimlerinin savunucusuyum sadece. Benim adımı koymak için değiştirmeye kalksalar, ona da karşı çıkarım.

MIŞ-MUŞ

Hande Ataizi, ‘Göğüslerim Safinaz’ınki gibiydi’ demiş.

Fakat o göğüslerle yine de Safinaz’ın aşk hayatı Hande’den iyi; iki erkek mütemadiyen birbirini yiyor biliyorsunuz.

Erdoğan, ‘Cumhuriyete sloganla değil icraatlarımızla sahip çıkıyoruz’ demiş.

Fazla sahiplenmek de iyi değil, insan sonunda kendi malı zannedebilir.

Güney, kışa direniyormuş.

Biz de direniyoruz, lakin takan kim!
Yazarın Tüm Yazıları