Başbakanlar anlatırlar

BAŞBAKANLAR "icraatın içinden" derler...

Ulusa seslenirler...

Memleketi nereden nereye getirdiklerini anlatırlar.

Dinlerim.

Ama dinlemekle kalmam.

Kalkar bakarım, hakikaten öyle mi...

Öyle çok "derin" bakmalar değil.

Elektrikler yine kesik mi diye bakarım mesela.

Sonra pencereden bakarım...

On gün içinde iki kere kazılan kaldırım ne durumda?

Yoklarım kendimi sonra...

Ne şaşırtır beni bu topraklarda?

Yok öyle parti kapatma meselesi falan değil...

Daha bireysel, daha ufak tefek ama insanın hayatını daha derinden etkileyen şeyler.

Mesela, arabamın yerinde yeller estiğini görürsem bir sabah...

Çok şaşırır mıyım?

Katiyen!

Hatta bir akşam geldiğimde apartmanı bulamasam yerinde...

Ona bile şaşırmam.

Veya eski lirayla iki trilyon doğalgaz faturası gelse...

Yine şaşırmam.

"Bu topraklarda her şey olabilir" hissi yani... Hani "Delidir ne yapsa yeridir" yaklaşımının memlekete uyarlanmış hali.

İşte bu his duruyor mu içimde, ona bakarım.

Şu ana kadar gittiği olmadı.

* * *

Başka, başka...

Ha, bir resmi daireye telefon açarım mesela...

Basit, ufak bir sorunumu iletmek için.

Mesela, borcum olmadığı halde suyum kesilmiştir veya birileri kapının önüne bir çukur açıp gitmiştir falan filan...

Elime bir káğıt kalem alıp beklerim.

Her "transfer"de káğıda bir çizik atarım.

"Bi dakika ben sizi yetkili arkadaşa ileteyim" der biri... Bir çizik!

"Ben sizi başka bir arkadaşa bağlıyorum" der öteki... Bir çizik daha!

Geçen gün saydım 18 çizik olmuş, fakat sorunum sorun olarak duruyor.

Daha da fenası, 18 kere üst üste anlata anlata, soruna yabancılaşmışım.

Böyle şeylere bakarım ben.

Başbakanların anlattıklarını dinlerim gerçi.

Ama anlamam.

MIŞ-MUŞ

Demet Akalın, ABD’de ikinci evini almış.

Aferin bize!

Hülya Avşar, "Ölüm bile para eder" demiş.

Yine aferin bize!

Erdoğan, "Milletin gönlüne odaklanan partiyiz" demiş.

Rahmetli de öyle düşünüyordu.

Rusya’da beş aydır bir mağarada kıyameti bekleyen 14 kişi, mağarada çöküntü olunca dışarıya kaçmış.

Haklılar! Büyük kıyamete heves etmişken "amorti"ye neden razı olsunlar?
Yazarın Tüm Yazıları