Ayrılığın gözyaşları

YAN masadan yanar döner meyve yok ama konu var!

50-55 yaşlarında iki kadın...

Haberin Devamı

Üzgün görünüyorlar.

Biri ağlıyor hatta.

Keyfim kaçıyor. Kimsenin derdi olmasın istiyorum. Hastalık, ölüm hele...

Neyse iki kadınınki öyle bir şey değil. Biraz kulak kabartınca öğreniyorum meseleyi.

Bir ayrılığa üzülüyorlar.

İki sevgilinin ayrılığına.

Yani çocuklarına.

Ağlayan, erkeğin annesi.

Çocuklar sekiz yıllık beraberliklerini bitirmişler birkaç gün önce.

Onlar bitirmiş ama anneler bitirmemiş.

Buluşmuşlar, çare arıyorlar.

Ah be güzeller!

Onlar çoktan başka aşklara yelken açmışlardır. Hiç mi gazete okumazsınız, etrafınıza bakmazsınız?

Erkeğin annesi biraz suçlu hissediyor kendisini belli ki. Terk eden taraf onun çocuğu çünkü, konuşmalardan öyle anlaşılıyor.

Utanıyor, sıkılıyor kadıncağız.

Sormuş oğluna... "Başka biri mi var?"

"Yok"
demiş, "Olsa söylerim."

İnanmayın hanımefendi!

Henüz yoksa da olması muhtemel biri vardır mutlaka.

Yer açmıştır oğlunuz gelecek olana.

* * *

Ayrılıkların bir de ana-baba tarafı var böyle... Hiç hesaba katılmayan...

Çocukları ayrılmış ama ayrılığa hazır değil işte bu iki kadın.

Belki de çok gayret etmişlerdi başlarında, sevmek için...

Birbirlerini ve birbirlerinin çocuklarını...

Öyle ha deyince olacak şey değil... Kabullenmek, sevmek, alışmak...

Zaman almıştır.

Şimdi tam da kendi kendilerini razı etmişken...

"Biz ayrıldık" deyiverince çocuklar...

"Ne yani, şimdi her şey sil baştan, öyle mi?"

Çocuklar için kolay tabii... "Yeni bir ten, yeni bir heyecan."

Ama ana-babalar için ten falan olmadığı gibi o yaşta yeni birilerini hayatına alması da zor insanın.

Tanışılacak, bakılacak, tartılacak, ölçülecek, biçilecek...

Sevmeseler olmaz. O kuşak için mümkün değil bu.

Zor yani ayrılıklar, ana babalar için de...

Hatta daha zor.

Hiç hesaba katmasalar da...

Haberin Devamı

MIŞ-MUŞ
Bir süre önce alkışlamayan seyirciye "Diyarbakır’dan mı geldiniz" diyen Demet Akalın’ın son konserinde, protestocu izleyici sahneye yumurta atmış.Gaf bir dakika, bedeli ömür boyu!

Konya Ovası hızla çölleşiyormuş."Her şerden bir hayır doğar" derler, bari petrol çıksa!

Ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz, "100 yaşına kadar dinç kalmak için sabahları şişe mantarı çiğneyin" demiş.Siz yine de bi durun bakalım... Mehmet Öz’ün espri anlayışını bilmiyoruz henüz!


Yazarın Tüm Yazıları