Aşka şeytan karışır

BEN demiyorum, Hande Altaylı diyor.

Kitabının adı bu.

"Sıradan insanlar yoldan çıkmaz, en masumlar günahkár olmaz, iyiler kötülük yapmazdı; eğer aşka şeytan karışmasaydı."

Doğrudur.

Kitaptan haberdarsınızdır elbet... Epey yer aldı basında. Belki de alıp okudunuz bile.

Ben açıkçası son dönemde yazılmış aşk romanlarından uzak duruyorum. Belki aşkı yaşamak da yazmak da çok ucuzladığından, belki bu konu üstüne çok ahkám kestiğim için ikrah ettiğimden... Bilmiyorum.

En son, daha önce iki romanını okuyup sevdiğim bir kadın yazarımız beni hayal kırıklığına uğrattı mesela.

Kahramanlarını oturtup kaldırtıp çılgınca seviştirmiş son kitabında. O kadar.

Tamam sevişsinler de arada da altı çizilecek iki laf etsinler! Klasiklerde olduğu gibi "hiç unutulmayacak" değilse de "birkaç gün hatırlanacak" iki çift laf hiç olmazsa...

Ya da kitabı kapattığınızda bir süre etkisinde kalacağınız bir hikáye...

Daha önceki iki kitabında bu vardı oysa. Fakat onlar yaşanmış aşk hikáyeleriydi. Kurgulamaya sıra gelince aşıkları ha bire seviştirmekten başka bir şey gelmiyor demek akla.

***

Uzatmayayım, her şeye rağmen Hande Altaylı’nın kitabını merak ediyordum. Hem tanıyıp sevdiğim ve akıllı bulduğum biri, hem de ne yalan söyleyeyim Fatih Altaylı’nın eşi oluşundan.

Önce şöyle bir karıştırayım dedim... Şu paragraf gözüme çarptı:

"Ölüm buydu işte. Sen ölürdün ve o çok önemsediğin, içinde var olabilmek için ömrünü harcadığın koskoca dünya, ardından bir çizgi film sesiyle haykırırdı: ’Güle güle, sen bir hiçtin!’ Suyun yeni açılan bir boşluğu dolduruvermesi gibi hayat da senin eksildiğin yeri kaplayıverirdi. Bazen söylediği tek kelimeyi önemseyip büyüttüğümüz birinin ölümü o kadar etkilemezdi bizi. Ne de olsa söylediği sözde biz vardık ama ölümünde yoktuk. ’Vah vah’ der geçerdik, ’Akşama ne yiyelim?’"

Hemen ilk sayfayı açtım.

Üç saat sonra kitap bitmişti.

***

Herkesin alacağı bir şeyler var kitaptan. Yukarıdaki, ölüm üzerine söylenmiş sözler ilginizi çekmiyorsa, daha çok "ilişki manyağı" iseniz kitapta bir sürü tüyo var.

"Çekip gidersen tınmayacak bir kadınla olduğunda çekip gidemiyorsun" gibi mesela.

Bir de komik Hande Altaylı.

Dilinden ve de en hüzünlü, en romantik, ne bileyim işte en beklenmedik anlarda bile, çok iyi gözlemlemiş olduğu "insan"a ait detayları araya sıkıştırmasından gelen bir kimliği var. Eğleniyorsunuz okurken.

Ve ileride torunlarınıza 2000’li yıllarda aşk ve arkadaşlık ilişkilerinin nasıl olduğunu göstermeniz açısından lüzumlu bir kitap.

Uzun lafın kısası "Bir sarışın daha aşk üstüne bir şeyler karalamış işte!" diye bir düşünce içerisinde olan varsa yanılıyor. Daha fazlası var kitapta.

Bu yazının maksadı da bunu söylemek zaten. Önyargılardan çok çekmiş bir sarışın olarak... Bir nevi sarışın kadın dayanışması diyebilirsiniz. Yoksa ben ne kitap eleştirmeniyim ne de her okuyup beğendiğim kitabı burada anlatma ádetim var.

Ama bu sefer beğenimi özellikle belirttim.

MIŞ-MUŞ

Kadir Topbaş "İstanbul dev bir seraya dönecek" demiş.

Bizde şans mı var, bakmışsınız biz çiçek beklerken onlar üstümüze naylon sermişler!

Kadınla erkeğin kalbi de farklıymış.

"De"si fazla. En farklı yerleri orası bence.

Alman karı-koca ayrı ayrı Loto’da 6 tutturmuş.

Alman Medeni Kanunu’nda "karı-koca arasında piyango adaleti" diye bir madde var zahir!
Yazarın Tüm Yazıları