Bir kesimde tabii. Prestij meselesi bile diyebiliriz. Çocukları Amerika’da okutmak gibi falan.
Aşçı, uşak, şoför, hizmetçi dörtlüsünün zenginlik sembolü sayılması Belgin Doruk’un filmlerinde kaldı. Sonraları terziyle kuaför eklendi o dörtlüye ama onlar da yeterli değil artık. Şimdi estetikçinizle psikiyatrınız olacak.
Hazır bir psikiyatrınız varken arada depresyona da gireceksiniz tabii. Bu da size ayrı bir değer katacaktır.
Şöyle izah edeyim:
Depresyona kimler girer?
Duyarlı insanlar. Ve de akıllı, düşünen... Ki bir grup entelektüelin depresyondan hiç çıkmamasının nedeni de budur. Hani ne entelektüel olduklarını dosta düşmana bildirmek açısından...
Bu durumda ‘Cemiyet hayatının renkli simaları’ diye tanımlanan kesim bir taşla iki kuş vurmuş oluyor anlayacağınız.
Ben de haddim olmayarak zaman zaman depresyona girmeye niyetleniyorum.
Fakat ne mümkün... Dedikodular yüzünden derhal vazgeçiyorum.
Yakın çevremden birisi de çıksa aklımın ya da paramın çokluğuna bağlasa depresyonumu...
Katiyen.
‘Hayatında bir erkek yok da ondan’ diyorlar.
Hay sizin tespitinize...
Oysa bir araştırma yapılsa eminim psikiyatra giden kadınlardan evli ya da sevgilili (TDK’ya hediyem olsun) olanların sayısı bekárlardan çoktur.
Benim durumuma dense dense ‘Rahat battı’ denebilir, o kadar.
Mezuralar elimizde
Mezuralar elimizde.
Silikonlar mememizde!
Efendim, memenin altın ölçüsü açıklandı geçenlerde... Meme başınızla boyun çukurunuz arasındaki mesafe 19-21 santim ise ne álá.
Fakat hiç sanmıyorum. Her şeye şüpheyle yaklaşan biri olduğumdan bu ölçünün doğruluğundan da şüpheliyim. Belki de ideali 25 santim... Ne bilelim biz. Fakat 22 santimi gören estetiğe koşsun diye... Olur mu olur.
Kadın kısmına rahat yok şu dünyada. Erkek kısmına da yok gerçi. Onların da elinde mezura. Fakat erkeklerin ölçecekleri topu topu bir yerleri var. Bizimki ise ölç ölç bitmiyor.
Kimi örnek alıp saptıyorlarsa artık bu ideal ölçüyü... Mankenler bile ha bire orasını burasını yaptırdığına göre...
Fakat hakikaten kim icat ettiyse bu estetik işini... Bundan isabetli bir ticaret sahası yok. Kadın kısmının zafiyetinin sonu gelmeyeceğine göre tükenmez bu pazar.
Çok basit... Çıkıp bir ideal ölçü açıklayacaksınız... Ondan sonra Allah bereket versin.
MIŞ-MUŞ
Başbakan’ın Türkçesi tartışılıyormuş.İki kere ikinin dört olduğu tartışılır mı?
Clinton, depremden sonra geldiği Kocaeli’nde kucağına alıp sevdiği Erkan’a mektup yazmış.
Bu çocuğun hayatının evreleri herkesten farklı olacak... ‘Clinton’ın kucağına çıktığım yıllar’, ‘Clinton’dan mektup aldığım yaşlar...’
Kongo ile askeri işbirliği yapıyormuşuz.Hayırdır, ‘tamtam birliği’ mi oluşturuyoruz?