Perşembe günü, "çat kapı" gelen kitaplardan bahsetmiştim... Onlardan biri... "Tembel Kızların Seks Rehberi." İsminle müsemma, Dekolte Yayıncılık basmış. Yazarı Anita Naik.
"Seks" deyince akan sular duruyor. Bir merak durumu hasıl oluyor.
Fakat merakın kediyi öldürdüğü gibi başka şeyleri de öldürdüğü kanaatindeyim.
Mesela bu sözünü ettiğim kitap cinselliğinizi öldürebilir, ki tam tersine iyi seks yapmanız için kaleme alınmış.
Belki de tuhaflık bende.
Mesela siz orgazm esnasında bedeninizde neler olup bittiğini bilmek ister misiniz?
Ben istemem.
Çünkü o anda aklım o bilgilere takılır, dikkatim dağılır.
Takip etmeye çalışırım; yay gibi gerildim mi gerilmedim mi, pelvis ve büzgen kasları hakikaten 0,8 saniyede bir mi kasılıyor, aerola şişti mi şişmedi mi, bilmemnerede çekme var mı yok mu...
Fakat istemesem de bugün itibarıyla öğrenmiş bulunuyorum. Maalesef.
"Ayol bunlar çocukların bile bildiği şeyler" diyeceksiniz.
Olabilir. Belki de gençlik ondan bu kadar mutsuzdur. Herşeyi erkenden öğrenmekten.
Hem hepsi bu değil. Müstehcen kaçar diye aktarmıyorum buraya. Şöyle söyleyeyim, orgazm orgazm olalı böyle detayına girilmemiştir.
Beni korkutan, detaya girildikçe esas mevzudan uzaklaşılması ihtimali. Ve bunun sonunda orta yerde öylece kalakalma durumu.
*
Sırf bu konuda değil.
Bir gün bir yerde, bir parça çikolatanın vücuttaki yolculuğu sırasında pankreasın, karaciğerin girdiği halleri okumuştum da... O gün bu gündür çikolatanın tadına varamıyorum. Ki en sevdiğim şeydir. Hadi, bu biraz da sağlıkla ilgilidir, aynı kefeye koyamayız diyelim.
Fakat ben huyumu biliyorum. Mesela artık en münasebetsiz bir anda "Bu dokunduğum yerin adı neydi?" diye takabilirim aklıma. "Frenulum"u buluncaya kadar kimse benden hayır beklemesin!
Ama siz bana aldırmayın.
Ne demişler... "Ana-babamdan önde, çocuklarımdan geride."
Kahve falı gibi
"Benimki beni seviyo mu?"
"Dükkánı iyi bir fiyata okutabilecek miyim?"
"Kaynanam evi üstümüze yapacak mı?"
"Bir yavrum olacak mı?"
"Ufukta nikah var mı?"
"Emre’ye mi yoksa Sinan’a mı versem? Yani gönlümü..."
Böyle aklınızı kurcalayan sorular varsa ilaç gibi gelecek bir kitap var piyasada. "Cevaplar Kitabı." Remzi Kitabevi’nden çıkmış. Bu da "çat kapı" gelenlerden. Bir nevi kahve falı gibi. Bir tek kaç vakte kadar olacağını söylemiyor.
Bir de ne de olsa kitap tabii. Kahve falını karizmasına yediremeyenler için ideal.
Kitabın, ruhuna uygun bir görüşünü de var. Siyah küçük bir kutu gibi adeta. Siyah gizemlidir ya. Ev, kutu da öyle. İçinden ne çıkacak?
Zaten soruyu öyle arkadaşınıza saati sorar gibi birden sormuyorsunuz. Bu esnada bir elinizin avucunu kitabın kapağına yerleştirmişken öteki elinizin parmaklarıyla sayfaların kenarlarını arkadan öne doğru okşuyorsunuz.
Dikkat edin ama önden arkaya doğru okşarsanız olmaz! Yanlış cevap alabilirsiniz.
Sonunda ama nasıl sonunda... Zamanın doğru olduğunu hissettiğinizde parmağınızın durduğu yerden kitabı açıyorsunuz.
Ve cevap.
Ben sizin için 90 saniyemi ayırıp yukarıdaki soruları sordum.
İşte sırasıyla cevaplar:
"İyi niyetle çabalarını sürdür."
"Bekle ve ne olacağını gör."
"Gülünç olma."
"İşbirliği çok önemli."
"İşine odaklanman daha doğru olacak."
"Daha cömert ol."
Kendim için de sordum bir sürü. Hiç abuk sabuk bir şey çıkmadı. Eğlenceli vallahi.
MIŞ-MUŞ
Baykal "Bu yıl seçim şart" demiş.Seneye iktidar partisi iyice yıpranmış olur, halk CHP’yi iktidar yapar diye korkuyor zahir.
Babam ve Oğlum Erdoğan’ı da ağlatmış.Devlet millet el ele!
Erkeklerin evde spermlerini sayabilecekleri alet geliştirilmiş.Benim bildiğim erkek kısmı gece gizlice sayar spermini, sonra da kırar atar o aleti.