CHP’de, Baykal muhalifleri, Mustafa Sarıgül başkanlığında, Genel Merkez binası önünde toplanarak "Baykal istifa" diye bağırdılar. Bu sırada, Mustafa Sarıgül’ün, bastonunu Baykal’ın penceresine doğru salladığı gözlendi.
Fakat Baykal bu arada koltuğunda şekerleme yaptığından ve zaten artık kulakları da işitmediğinden muhalifler bağırdıklarıyla kaldılar.
Malezya’daki çeşitli gazetelerin yazar-çizerleri "Malezya Türkiye olur mu?" konulu inceleme için Türkiye’ye geldiler.
Hülya Avşar,Bebek Parkı’nda kızı Zehra’dan olma torununu gezdirirken etrafını saran gazetecilere, ileride kendisinin de Sadettin Saran’dan bir çocuk yapmak istediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Sadullah Karanfil, "Eşimin peçesinden kime ne! Ben kimsenin türbanına karışıyor muyum?" dedi.
Tayyip Erdoğan torunu 19’uncu Tayyip’in doğumu için ABD’ye uçtu.
Popstar Alaturka’nın dün akşamki elemelerinde, jüri üyesi Bülent Ersoy, Yarmahan isimli yarışmacıya "Ayol ne tatlı şeysin sen!" dedi.
Gündem "eldiven sorunu"yla gerildi. Laikler "eldiven simgedir" derken, İslamcılar "eldivenli kızların üniversiteye alınması için" anayasa değişikliği istedi.
Eda Taşpınar, Türkbükü’nde, adına dikilen "bronz şezlong" heykelinin açılışını yaptı.
"İstanbul’a 32. köprü" tartışma yarattı.
Türkiye AB yolunda önemli adımlar attı.
Helin Avşar, ablasının kendisi için açmış olduğu marangoz atölyesinde, hızarın önünde poz verirken "Bi de bu işi deniycem bakalım" dedi.
Tayyip Erdoğan "Kimse korkmasın Türkiye Fransa olmaz" dedi.
"Bin düşünüp bir söyleme" gerekliliği dünyanın her tarafında vardır mutlaka. Fakat bizde "bin düşünmek" bile yetmez. Aslında düşündüğünü hiç söylememek en iyisi. Söyleyenlerin ne durumlara düştüğünü yıllardır gördük, görüyoruz. Fakat bu ayrı konu.
Benim sözünü etmek istediğim şey, söyleyenden çok dinleyenin halleri.
Hani kimin ağzından ne çıkacak diye öyle tetikte bekler bir halimiz var ya...
Her söylenene inanma eğilimimiz...
Misal biri çıktı "Kendini uçurumdan atanlar direkt cennete gider" dedi maazallah...
Hürya uçurumun kenarındayız.
Bir durup düşünmek yok!
Bünyemizde umut açığı var zahir.
Biri bir konuda umut verici bir laf etmesin... Daha doğrusu etsin, canımızı yesin.
En son "deprem uzmanı" Ahmet Ercan "Manganez madeninin etrafında gezinmek seks gücünü artırır" deyince...
Ahali koşmuş madenin oraya...
Etrafında gezinmekle de kalmamış madeni almış cebine koymuş!
"İyice artsın benimki" diye düşündü herhalde.
Buna da şükür elbet!
Bir parça madeni bir bardak suyla yutmaya da kalkabilirdi.
Onun için bir laf etmeden önce bin düşünmek bile yetmez, en iyisi bize kimse bir şey söylemesin diyorum.
MIŞ MUŞ
Erdoğan "Laik TC’nin teminatı biziz" demiş.
İddia makamıyla savunma makamının aynı olması gibi bir şey!
Malezya’ya giden turist sayısı katlanmış.
Nihayet turizmi patlattık! Biraz uzakta oldu ama neyse artık!
DTP Mardin milletvekili Ahmet Türk "Başbakan’la İmralı aynı şeyi söylüyor" demiş.
Haydaaa! Şimdi İmralı’ya koşup bakacağız bir de, "Türkiye İmralı olur mu" diye!