Altyapı ve hayaller

Ankaragücü zorlu bir dönemden geçmektedir. Göreve yeni bir teknik direktör gelir. Antrenmanlara başlar.

Haberin Devamı

Teknik ekibine aldığı antrenörlerden biri, “Hocam izin verin, her gün alt yapıdan farklı bir kaleciyi idmana çıkarayım” der. Hoca kabul eder. Böylece 3 genç kaleci, değişik günlerde antrenmana çıkar. 4. günkü antrenmana yeni bir isim gelir. Teknik direktör, çift kale maçta, alt yapıdan gelen ismin, kaleyi korumasını ister. Genç çocuk, o gün çok iyi oynar. Sonra, teknik direktör yardımcı antrenörüne dönüp, “Tamam” der. “Bu çocuk bizimle kalıp idmanlara devam etsin. Bundan sonra alt yapıdan kaleci gelmesin.”
Böylece, genç kalecinin önünde yeni ufuklar açılır. Henüz 17 yaşındadır. Takımda, kendisinden tecrübeli 3 isim daha vardır.
Gençtir, ancak yeteneğine güvenmektedir. Sıranın kendisine geleceğine inandığı için sabırla ve inatla çalışmaya devam eder. Belki A takımda direk oynama şansı bulamaz ancak alt yaş gruplarında A.Gücü’nün kalesini başarıyla korur, performansı dikkatli gözlerden kaçmaz.
A.Gücü’nün, Süper Lige dönüş yolundaki kadrosunda hep vardır ama kendisini tam anlamıyla gösterme fırsatı gelmez. Bir gün tarihi fırsat önüne çıkar. Takım, artık Süper Ligdedir fakat durumu iyi değildir. Yeni gelen teknik direktör, ilk maç öncesinde, ‘Hazırlan kaleye sen geçeceksin’ der. O an ki heyecanından gözüne uyku girmez. İlk maç, hem takımı hem de kendisi adına tam bir hayal kırıklığıdır. Morali bozulur, canı sıkılır... En büyük destek, böylesi zor maçta kaleyi teslim eden hocasından gelir. “Sonuç ne olursa olsun, bizim tamımın kalesini korumaya devam edeceksin. Kendini bırakma. Ben, senin yeteneğini ve kaliteni biliyorum” diyerek, talebesine güven verir. O güvenle birlikte, sonraki süreçte başarılı maçlar çıkarır, takımını ayakta tutan isimlerden biri olur. Yükselen grafiği onu artık başka kulvarlara taşır. Türkiye’nin gündemine oturur.

O BEN DEĞİLİM

Bir ödül töreninde, 17 yaşında iken kendisini A takım idmanında kaleye geçiren hocası ile karşılaşır. Sarılıp elini öper. “Hocam, bende emeğin büyük. Kaleci olacağıma, ilk kez A takımla idmana çıktığımda, iki kaleci ağabeyim dururken, beni kaleye geçirdiğin gün inanmıştım. Bugünlere gelmemin yolunu açtığın için sana teşekkür etmek istiyorum” der. Yılların tecrübeli teknik adamı, genç oyuncusunun başarısıyla gurur duyduğunu söyleyip, “Çalıştırdığım takımlarda kalecilerim öne çıkmıştır. Sende de bu cevheri gördüm ve takımda tuttum. Ancak senin asıl teşekkür etmen gereken isim ben değilim. Senin üzerinde benden çok emeği olan ve sana bu şansı veren hocalarına teşekkür et” sözleri ile oyuncusunu yönlendirir.

KULÜP DE KAZANDI

Bu genç yetenek, A.Gücü’ne 17 yaşında gelip, 21 yaşında kaleye geçen, Ümit milli takıma kadar yükselen, genç yaşına rağmen takım kaptanlığını üstlenen ve 1.5 milyon Euro bedelle Fenerbahçe’nin yolunu tutan Altay Bayındır, A takım idmanında, kendisini kaleye geçiren teknik direktör Celal Kıbrızlı’dır. Kıbrızlı’nın, “Asıl teşekkür etmen gerekenler” dedikleri ise ekibinde kaleci antrenörü olan ve “Hocam altyapıdan birer kaleciyi idmanlara çıkaralım” önerisini getiren Murat Türksoy ile Altay’ın gelişimine önemli katkı sağlayan Gürsel Şah Aydın’dır. Kritik Süper Lig maçında kaleyi teslim eden ve sonrasında oynatmaya devam eden de Mustafa Kaplan’dır.
Bu hikayeyi, kendi çocuklarımıza sahip çıkma, onlara inanıp, güvenme ve şans tanıma ile alt yapılardaki nice isimleri futbolumuza kazandırmak için gece gündüz çalışan futbolun emekçilerine, kahramanlarına hak ettikleri değeri verelim diye anlattım... Her geçen gün biraz daha ekonomik batağa sürüklenen kulüplerimizin, kendi altyapılarına dönmeleri ve tutkuyla bu işe sarılmaları halinde, kazançlı çıkacaklarına inandığım için kaleme aldım. Alt yapıdaki çocukların da hayallerinden asla vazgeçmemelerini istedim...

 

Yazarın Tüm Yazıları