Paylaş
Öğretmen ne derse, çocuk kendini güçlü; ne derse, kontrol edilmiş ve güçsüz hisseder?
ARAŞTIRMA
Yıl 1976.
Harvard profesörü Ellen Langer bazı huzurevlerindeki yaşlıların daha uzun yaşadığını fark ediyor.
Yaşama koşullarını ve kişilerin sağlık geçmişlerini inceliyor. Çoğu benzerlik gösteriyor. Peki, neden bu yaşlılar daha uzun yaşıyor?
KONTROL KİŞİLERE ZARAR VERİR
Bunun nedenini anlamak için bir araştırma yapıyor. Araştırma sonunda keşfediyor ki bu huzurevlerinde yaşayan yaşlılar, güçsüzleştirilmiyor.
Onlara, yaşamlarıyla ilgili seçim yapma ve kendi hayatlarını kontrol etme hakkı verilmiş. Kendi kararlarını kendileri veriyorlar. “Hayat, benim kontrolümün altında.” hissini yaşıyorlar.
DENEY
Prof. Langer, bu gözlemini bir deneyle de ispatlıyor.
Bir huzurevinde yaşlılara kendi odalarını ve sosyal alanlarını düzenleme, istediği bitkileri yetiştirme, film izleme programlarını belirleme gibi konularda seçme özgürlüğü veriyor. Başka bir gruba seçme özgürlüğü tanımıyor.
Üç hafta sonra yaşlıların sağlık durumlarını karşılaştırıyor. Sonuçlar çok çarpıcı.
Seçme özgürlüğü verilen, yani kendi hayatlarını kendileri kontrol eden, grubun sağlığı %90 daha iyiye gidiyor. Diğer grupta ise strese bağlı rahatsızlıklar artıyor.
Yani, insanları baskı altında tutmak ve hayatlarının kontrollerini onların elinden almak bu kadar tehlikeli.
Durum böyleyken, biz evde ya da okulda çocukları kontrol mü ediyoruz, kontrolü onlara mı veriyoruz? Hangi söylemler kontrol eder, hangi söylemler kontrolü çocuğa verir?
ÖVGÜ KONTROL EDER
Geçen hafta yazdığım gibi (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25695704.asp) övgü kontrolü çocuktan alır.
“Aferin, çok güzel olmuş” diyen yetişkin, kendi başarı ölçütlerini çocuğa empoze eder. “Neyin güzel olup neyin güzel olmadığına, ben karar veririm” mesajı verir.
Benim doğrularım, benim yargılarım geçerli, der. Çocuğun kendisini değerlendirme hakkını elinden alır. Çocuk övgüyü sunan kişinin beğenisini kazanmak için çalışır, kendisi için değil.
Yani, övgü kontrol eder.
KONTROLÜ ÇOCUĞA VEREN SÖYLEMLER
Övmeyen ama öz değerlendirme becerisini geliştiren söylemler, çocuğa “kontrol sende” mesajı verir.
Bir gün birinci sınıf dersi gözlemliyorum.
Çocuklar defterine “lal” yazıyor. Çocuğun bir tanesi defterini öğretmene gösteriyor. Öğretmen ne çok güzel olmuş diyor, ne de çok kötü.
Sadece soru soruyor: sence nasıl olmuş?
Çocuk biraz düşündükten sonra, bazı kelimeleri gösterip “Bunlar kötü olmuş.” diyor. Öğretmen, “Neden?” diye soruyor.
“Bunlar çizginin dışına çıkmış. Bunlar yamuk olmuş. Bunlar da bitişik olmuş.” diyor.
Öğretmen, “Bu üçü olursa iyi mi olur?” diye soruyor. Çocuk evet, diyor.
“Hadi o zaman, bu söylediklerine göre düzeltmeler yap.” deyip çocuğu gönderiyor. Çocuk da mutlu bir şekilde sırasına dönüyor.
Öğretmenin verdiği mesaj açık: “Kontrol bende değil, sende. Sen kendini değerlendirebilirsin. Doğruya ve yanlışa kendin karar verebilirsin.”
Dahası bu üç ölçütü öğrenen çocuk, ileride ne yazarsa yazsın, kendisini değerlendirebilir. Öğretmene bağımlı olmaz. Yaş ilerledikçe öğretmen başka ölçütleri de ekler.
SEÇİM HAKKI VEREN SÖYLEMLER
Kompozisyon yazan çocuğa, “Burası olmamış.” derseniz, “Kontrol bende.” demiş olursunuz.
“Burada ne demek istedin?” derseniz, “Yazar sensin. Kontrol sende.” demiş olursunuz.
“Bu konuyu sevmedim.” derseniz, “Kontrol bende.” demiş olursunuz.
“Başka hangi konular ilgini çekiyor?” derseniz, “Yazar sensin. Kontrol sende.” demiş olursunuz.
Kısacası, bir yetişkin övgülerle ve yargı cümleleriyle kontrolü elinde tutmaktan ziyade, çocuğa öz değerlendirme şansı vererek kontrolü ona vermelidir.
Ancak bu şekilde çocuklar sorumluluk almayı öğrenir ve özgüvenleri gelişir. Aksi takdirde kontrol ve baskı altında stresli ve bağımlı bir yaşam sürer.
Paylaş