Paylaş
Biraz yavaşlayınca köprünün korkuluklarına tırmanmış 35 yaşlarında bir adam gördüm.
(Bir olay olduğu zaman hiçbir şekilde olaya müdahale etmeyen ama sadece izleyen kalabalıkları sevmediğim için durmak istemedim. Ama arabadakilerin ısrarına dayanamayıp ben de kenara çektim. Tabii bu arada bir grup da köprüde fotoğraf çektiriyordu.)
Üç tane polis adamı ikna etmeye çalışıyordu. Aslında iki tanesi ikna etmeye çalışıyor, bir tanesi de izleyen kalabalığı dağıtıyordu.
İKNA ÇABALARI
Polis cep telefonuyla bir arama yapıp, konuşması için telefonu adama verdi. Adam 30 saniye konuştuktan sonra telefonu yere fırlattı. İntihar etmekte çok kararlı görünüyordu.
Biraz sonra bir insan gözlerimin önünde can verebilirdi. Buna şahit olmayı hiç istemediğim için, korkarak ve adam için üzülerek oradan uzaklaştım.
Ertesi gün ilk işim gazetelere bakmak oldu. Bir intihar vakası yoktu.
Sanırım adamı ikna etmeyi başardılar. Çok sevindim.
GEÇEN HAFTAKİ İNTİHAR OLAYI
1 hafta önce de gazetelerde Boğaziçi Üniversitesi’nden 8 yıldır görmediğim bir arkadaşımın intihar haberini okumuş ve inanamamıştım. Önceki gün de Star Haber’de yine bir intihar teşebbüsü haberi vardı.
Son 6 ay içinde intihar olaylarında bir artış var.
Peki, intihar sayısındaki bu artışlar neden?
WERTHER ETKİSİ
1974 yılında ünlü bir araştırmacı 1947 ile 1968 yılları arasındaki bütün intihar olaylarını inceliyor ve ilginç bir durum keşfediyor.
İntihar olaylarının büyük çoğunluğundan önce, gazetelerde intihar olayları ile ilgili haberler yayınlanmış.
Ne kadar çok intihar haberi yayımlandıysa, intihar olayları da o derecede artmış.
İnsanların diğer insanların davranışları taklit ettiğini düşünen araştırmacı, bu etkiye
Goethe’nin ‘Genç Werther'in Acıları’ kitabında intihar eden Werther karakterinden esinlenerek bu etkiye ‘Werther etkisi’ adını veriyor.
BENZER ARAŞTIRMALAR
Bu araştırmadan sonra Almanya, Japonya, Avusturya, İsviçre ve Japonya’da yapılan bütün araştırmalar medya ve intihar olayları arasındaki bu ilişkiyi doğruluyor.
Hatta bir araştırmacı, Avusturya’da intihar haberlerinin yayımlanması yasaklandıktan sonra intihar olaylarında %80 bir azalma keşfediyor.
Benzer taklit etme eğilimlerini başka davranışlarda da görmek mümkün.
Kurtlar Vadisi’ndeki Polat karakterini taklit eden gençler ile dolu çevremiz.
Reservoir Köpekleri filmine özenip kulak kesen gençleri okuduk gazetelerde.
Bu etkiye inanan yapımcıların Red Kit’in ağzındaki sigarayı, çöpe çevirdiğini de biliyoruz.
Bu konuda basına çok iş düşüyor. Bu tur konularda daha dikkatli olunmalı. Bu tür haberleri düzenleyen yasalar var mı bilmiyorum. Belki çalışmaya oradan başlamak gerekiyor.
Not: Köprülerde çok sayıda intihar olayı yaşanıyor. Neden korkulukların boyu yükseltilmiyor, şaşıyorum.
Paylaş