Paylaş
Bu noktalara dikkat edilmezse, çocuk öğrenme tutkusunu kaybedebilir ve dış referanslı yetişebilir. Nedir bu kritik noktalar?
Çocuklarınızı ödülle motive etmeyin!
Çocuğunuza ödülle ders çalıştırmaya ya da ödev yaptırmaya çalışırsanız, çocuğun derse olan ilgisi azalacaktır. Örneğin, “Ödevini yaparsan, bilgisayarla oynayabilirsin.” dediğiniz an, çocuk ödevi araç olarak görmeye başlayacak ve ilgisi azalacaktır. Amaç bilgisayar olacaktır. Ödevi yapmak zaten çocuğun sorumluluğudur. Ödül verilirse, çocuk ödevi sorumluluğu olarak görmeyi bırakacaktır.
Ceza, çocukları ödüllendirir!
Çocuğunuza ceza ile iş yaptırmaya çalışırsanız, aslında ödüllendirmiş olursunuz. Çocuğa o işi yapmama hakkı verirsiniz. Örneğin, “Ödevini yapmazsan, bilgisayar yok sana.” derseniz, çocuk “Tamam, bilgisayar ile oynamam, ödevi de yapmam.” der. Ödevi yapmamak meşrulaşır.
Çocuğun zekasını övmeyin!
Çocuğun zekasını överseniz, “Aferin benim akıllı oğluma/kızıma!” derseniz, çocuk başarısını zekaya bağlar. Zeki olarak etiketlenen çocuk da bu etiketi kaybetmemek için başarısız olma ihtimali olan işlerden kaçar. Çünkü başarısız olursa, aptal hisseder. Risk almaz. Onun için zekayı değil, çalışmayı önplana çıkartın. Bu durumda başarısız olursa, çalışarak daha iyi yapabileceğine inanır.
Çocuğu övgü ile motive etmeyin!
Çocuk iyi bir şey yapınca överseniz, bir süre sonra o işi sizden övgü almak için yapacaktır. Kendinize bağımlı çocuk yetiştirmiş olursunuz. Onun için çocuğa sadece övgü yerine, övgü ve geri bildirim verin. “Aferin oğluma!” ya da “Aferin kızım çok güzel olmuş!” derseniz, övgü olur. Ama çok güzel olmuş deyip, yaptığı işi güzel yapan şeyleri söylerseniz, çocuk o işi neden iyi yaptığını bilir ve sürekli gelişim gösterir. Örneğin, ödevini gösteren çocuğa “Aferin, çizgilerin dışında çıkmadan yazmışsın” deyin.
Çocuğun kendini değerlendirmesini sağlayın!
Sizin fikrinize başvuran çocuğa, hemen fikrinizi söyleyip, onun düşünmesini engellemeyin. “Anne/baba nasıl olmuş?” derse, “Sence nasıl olmuş?” deyip düşünmesini ve kendini değerlendirmesini sağlayın. “Güzel olmuş!” derse, “Güzel yapan sence ne?” diye sorun, daha da düşündürün.
Çocuğun ilgisini canlı tutun!
Çocuk yaptığı bir işi size gösterince, “Çok güzel olmuş.” ya da “Tamam, aferin. Devam et.” gibi sözler ile geçiştirmeyin. Çocuğun kendini anlatmasına izin verin. Örneğin, yaptığı resmi size getiren çocuğa “Anlat bakalım ne çizdin?” deyip ilgisini canlı tutun.
Çocuğunuzu başka çocuklar ile karşılaştırmayın!
Çocuğunuzu başkası ile karşılaştırırsanız, çocuk kendi değerini başkasına göre belirler. Kendi seviyesine göre çok gelişim gösterse de, başkasından daha kötü sonuç aldıysa, mutsuz olacaktır. Her çocuk sadece kendisi olduğu için değerlidir. Çocuğu kendisi ile karşılaştırın. Çocuk başkası ile değil, kendisi ile yarışsın.
Beklentilerinize dikkat edin!
Çocuğunuzdan yüksek not, başarı, birincilik gibi şeyler beklemeyin. Bunlar çocuğun kontrolü dışındadır. Çok çalışsa bile, birinci olamayabilir. Çocuğunuzun mutsuzluğunu kendi ellerinizle tasarlamış olursunuz. Ama çocuğun kontrolü altında olan şeyleri bekleyin. Örneğin, çok çalışmasını, planlı olmasını, dürüst olmasını bekleyin.
Okulu değil, öğrenmeyi ön plana çıkartın!
Çocuklar okulu bir süre sonra bir iş olarak görmeye başlar. Neden okula gittiğini unutur. Ama okulun asıl amacı öğrenmeyi sağlamaktır. Çocuğunuz ile sohbet ederken, öğrenmeyi hep ön planda tutun. Örneğin, “Dersler nasıldı? Okul nasıldı?” diye sormayın, “Bugün neler öğrendiniz?” ya da “Bugün öğretmene ne sordun?” diye sorun.
Çocukların sorunlarını sahiplenmeyin!
Çocukların problemlerini çözerek onların elinden başarı hissini ele almayın. Onların problemlerini sahiplenmeyin ya da onlar adına sorunlarını çözmeyin. Onun problem etraflıca düşünmesine yardımcı olun ve gereken kaynakları sağlayın.
Asıl sebebi keşfedin!
Çocuk ödevini yapmıyorsa ya da okulu sevmiyorsa, zorla yaptırmaya çalışmayın. Nedenini keşfedin. Ödev mi ilgisini çekmiyor, seviyesinin üstünde mi yoksa eksiği mi var, keşfedin. Belirtileri değil, asıl sebebi çözün.
Bu noktalara dikkat ederseniz, hem çocuğun okul başarısını hem hayat başarısını hem de mutluluğunu sağlamış olursunuz.
Paylaş