Paylaş
Ödül; kısa vadede işe yarasa da uzun vadede motivasyonu dış kaynağa bağladığı için zararlıdır.
Daha da tehlikelisi ödül, yapay sevgi aracıdır.
Nereden biliyoruz?
ÖDÜL KOŞUL SUNAR
Gerçek sevgide koşul olmaz. Ama ödül, her zaman bir koşul sunar.
Bir baba geçen gün bana şunu anlattı. Çocuğunun telefonu kırılmış ve çocuk babasına “Baba bana telefon alır mısın?” diye sormuş.
Baba da “Takdir alırsan, alırım.” demiş.
Çocuk da “Baba, ben senin için önemliysem, al. Değilsem alma. Bana takdir şartıyla gelme.” demiş.
Çocuk, babasının sunduğu yapay sevgiyi anlamış.
Çocuğa ödül vermek zararlı. Peki, kişi kendisini ödüllendirmeli mi?
ARAŞTIRMA
Toronto Üniversitesi’nden Herman ve Polivy, bir araştırmada iki grup insanı bir odaya alıyor. Birinci grup, diyet yapan; ikinci grup diyet yapmayan kişilerden oluşuyor.
Her iki gruba da ilk önce ‘milkshake’ veriyor. Denekler ‘milkshake’ içtikten sonra, bir de dondurma veriyor.
Merak ettiği soru da şu: ‘milkshake’ içtikten sonra, acaba hangi grup daha fazla dondurma yiyecek?
Tahmin edilenin aksine, diyet yapan grup çok daha fazla dondurma yiyor. Acaba neden? Diyet yapan grubun daha az yemesi gerekmez mi? Çünkü sonuçta onlar diyetteler.
BATTI BALIK YAN GİDER
Diyet yapan grup, ‘milkshake’ içtikten sonra diyeti bozmuş oluyor.
Diyeti bozunca da, uzun süre tatlıdan uzak kaldığı için durumu en iyi şekilde değerlendirmek istiyor ve daha çok yiyor.
Yani diyet bir kez bozulunca, gerisi geliyor. “Battı balık yan gider” sendromu.
Ama diğer grup ‘milkshake’ ile tatlı ihtiyacını karşıladığı için daha fazla tatlı (dondurma) yeme ihtiyacı duymuyor.
Peki, diyetteyken, hem tatlıyı yemek hem de diyeti bozmadığını düşünmek mümkün mü?
KENDİNİ ÖDÜLLENDİRMEK
Kendinizi ödüllendirirseniz, mümkün. Diyet yapan kişi, zamanı önceden belirleyip, o anlarda kendini ödüllendirirse, diyetini bozmuş hissetmiyor.
Örneğin, “Pazar günleri ödül olarak kendime tatlı yeme hakkı verdim.” diyor ve o günkü tatlı, onda suçluluk ya da yarım bırakmışlık hissi oluşturmuyor. Diyetine devam ediyor.
Aslında bu, disiplin gerektiren her şey için gerekli. Kitap yazan kişi hafta sonları yazmayacağım dediği an, suçlu ya da tembel hissetmiyor ve hafta içi yazmaya devam ediyor.
SÜREKLİ İŞLER
Onun için süreklilik gerektiren işlerde iradenizi gereğinden fazla zorlamaktan ve yarım bırakmaktansa, arada kendinize ödül vermelisiniz.
Bu şekilde daha istikrarlı olacaksınız.
Ancak şu da unutulmamalı. İrade gerektiren işler (diyet gibi) bir süre sonra yaşam tarzına dönüşmedikçe hiçbir şekilde sürdürülebilir değildir.
https://www.instagram.com/dr.ozgurbolat
Paylaş