Paylaş
Bir kelime ile yanıt vermek gerekirse, hayır.
BİR DENEY
Şu anda California Üniversitesinde profesör olan Michael Kahn, Harvard’da öğrenciyken kızgınlığın etkisini görmek için bir deney yapıyor.
Tezi de şu: kızgınlıklarını (küfür, bağırma, şikayet etme ve vurma yoluyla) ifade eden kişiler kızgınlıklarını dışa vurdukları için daha iyi hisseder ve stres atar.
Bu tezi test etmek için denekleri iki gruba ayırıyor. Onlara bir test veriyor ve bu sırada kan basınçlarını ölçüyor. Testin bir anlamı yok aslında.
Bu test sırasında her iki gruptaki kişileri de aşağılıyor ve onlara bağırıyor.
ŞİKAYET HAKKI
Birinci gruptaki deneklere deney sonunda şöyle bir hak veriyor:
“Bu deney sırasında herhangi bir şey sizi rahatsız ettiyse, yan odadaki profesöre şikayette bulanabilirsiniz.”
Ama ikinci gruba böyle bir hak vermiyor.
Tabii ki ilk gruptaki deneklerin çoğu hemen yan odaya geçip, sinirli bir şekilde Michael hakkında şikayette bulunuyor. Yani kızgınlıklarını ifade ediyor. Bazıları çok ağır kelimeler kullanıyor. Hatta küfür ediyor.
SONUÇLAR
Sonuçlar Michael’in tam beklediğinin tersine çıkıyor.
İlk grubun (sinirlerini şikayet ile belirtilen grup) kan basıncı artıyor ve bu denekler daha stresli oluyor.
Bu gruba üç hafta sonra bir anket verildiğinde; çoğu denek, Michael’den nefret ettiğini söylüyor. Hala kin besliyorlar.
İkinci gruptaki (şikayet etme şansı verilmeyen grup) deneklerin kan basınçları artıyor ama kısa bir süre sonra normale dönüyor. 3 hafta sonra sorulduğunda; çoğu denek, Michael ile bir sorunu olmadığını söylüyor.
Michael’in tezi çürüyor ve hayal kırıklığı içinde uzun bir araştırma ve düşünme sürecine giriyor. Ama daha sonra sonuçları açıklayan güzel bir teori buluyor.
BİLİŞSEL UYUMSUZLUK TEORİSİ
Bu teoriye göre, bir birey kendisine yakışmayan bir davranış gösterdiği zaman kafasında bir uyumsuzluk yaşıyor.
Bu uyumsuzluğu gidermek için de yaptığı davranışı haklı çıkartacak şekilde düşünce tarzını değiştiriyor. “Bunu iyi ki yapmışım” diyor.
(Tabii ki ender de olsa bu bana yakışmadı diyor.)
Daha da önemlisi bundan sonra göstereceği diğer davranışları mümkün olduğu kadar o ilk davranışına benzetmeye çalışıyor.
DENEYİN AÇIKLAMASI
Deneye geri dönersek, ilk gruptaki kişiler şikayet ederek o kişiye karşı olumsuz hislerini ilan etmiş oluyor. Artık bundan sonra bilişsel uyumsuzluk yaşamamak için o kişiden nefret etmeye devam ediyorlar. Nefret ve öfke devam ediyor.
3 hafta sonraki ankette de bunu belirtiyorlar.
Ama şikayet etmeyen grup, böyle bir olumsuz düşünce ilan etmedikleri için bilişsel uyumsuzluk yaşamıyor. Nefret ve öfke devam etmiyor.
Michael’in kaba davranışlarını şikayet etmeyerek zihinde kayıt altına almıyorlar.
Sonuç olarak kızgınlığın küfür ya da başka yollarla ifade edilmesi yarar sağlamıyor.
Tam tersine stres seviyesini yukarda tutarak ve nefretin devamını sağlayarak insanlara zarar veriyor.
GICIK OLDUĞUM 7 ŞEY
BİR- Kız arkadaşlarımla alışverişe çıkmak.
İKİ- Kız arkadaşlarım olmadan alışverişe çıkmak
ÜÇ- Garsonların masadaki kullanılmış peçeteleri kül tablasından elleriyle almaları
DÖRT- Garsonların pipeti daha önceden bardağıma koymuş olması
BEŞ- Sebze yemeğine konulmuş et
ALTI- Kızların yürürken sigara içmesi
YEDİ- Ve tabii ki taksicilerin ve minibüsçülerin kornaları
(Tabii ki küfür etmiyorum….)
Paylaş