Paylaş
“Ben onu koşulsuz sevdim, ama o beni bırakıyor gidiyor, sonra geri geliyor. Sonra yine bırakıyor,” diyor.
Okuyucumla mesajlaşıyorum. İlişkiyi kontrol eden, adammış izlenimi veriyor.
Ama aslında ilişkiyi kontrol eden kendisi. Daha doğrusu ‘korkuları.’ Kendisine söylüyorum ve olgunlukla kabul ediyor. Şöyle ki:
Her eylem bir seçimdir
Bizim yaptığımız bütün eylemler, bizim kendi seçimlerimizin sonucu.
Ve hepsinin bir gerekçesi var. İşin güzelliği ya da durumu göre kötülüğü, çoğu zaman bu gerekçeyi biz kendimiz de bilmiyoruz.
Günde 2000’den fazla karar alıyoruz. Bunların sadece % 5 ile10’u bilinçli. Hayatta kalmamızı sağlayan güçlü bir mekanizma.
Ama bu mekanizmanın dezavantajları da oluyor. Bilinçsiz bir hayat sürmek gibi. Neyi, niçin yaptığımızı bilmemek gibi. Bundan dolayı davranışımızı değiştirememek gibi.
Gelişmek istiyorsak, bu gerekçeleri keşfetmemiz gerekir.
BAZI SEÇİMLER
Örneğin, bu yazıyı okumak için bir seçim yaptınız. Ne seçimi, girdim
Hürriyet’e okudum diyorsunuz. Gerekçe ne acaba? Bunu keşfetmeniz, önemli olabiliyor bazen. Her zaman değil, bazen.
Başlık ilginizi çekti belki de. Başlık neden ilginizi çekti? Belki şu anda mücadele ettiğiniz bir korku var. Anlam veremiyorsunuz. Belki bu yazıda bir çıkış noktası aradınız.
Belki benim daha önceki bir yazım, bir korkunuzla yüzleşmenizi sağladı.
Bugün dekolteli bir elbise giydiyseniz, yine bir seçim yaptınız. Gerekçeniz ne?
(Araştırmalara göre kadınlar, yumurtlama dönemlerinde daha açık giyinme eğilimi gösteriyorlar).
Bugün favori elbisenizi giydiyseniz, bu ne anlama geliyor? Hepsinin anlamı var? Keşfetmek gerekiyor.
KORKULAR İLE YÜZLEŞMEK
Okuyucum, ne seçimi yapıyor? O adam geri gelince kabul ediyor.
Ama seçiminin altındaki gerekçeyi bilmiyor. Gerekçesi bir korku.
O adamdan ayrılırsa yalnız kalmak korkusu veya bir daha beğenilmeme korkusu var. Bu korkuları ona yön veriyor.
Onun yapması gereken, adamla değil, “yalnız kalma korkusu” ile savaşmak. Onun savaşı bu olmalı.
BAŞKA BİR ÖRNEK
Çok önemli bir görüşmeniz var, eşiniz ya da sevgiliniz sizi arayıp başarılar demiyor, diyelim. Siz de o kişiye bozuluyorsunuz. Suçluyorsunuz. Sizin savaşınız onla değil.
Asıl uğraşmanız gereken sizin kendi korkunuz: Neden aranmaya ihtiyacınız var? Onun ilgisi ile var olma ihtiyaciniz neden? İlgilenilmemek sizi neden mutsuz ediyor?
Bu duygu ile ugraşmanız gerekiyor.
Çocuk meslek seçimi yapıyor, ama seçim yaparken kendi istediği mesleği değil, anne ve babasının istediği mesleği seçiyor. Korkusu anne ve baba tarafından onaylanmama.
Hayattaki her şey aslında bizle ilgili. Bizim korkularımız ile ilgili. Bu korkuları keşfetmek, seçimlerimizin arkasındaki gerekçeleri bulmak önemli.
Hayatımız çok bilinçli ve farklı olacak.
Siz de bu arada düşünün. Sizin korkunuz ne?
Paylaş