Paylaş
Çocuklara lego tarzı bir oyuncak veriliyor. Çocuklar 15 dakika bu oyuncakla oynayacak. Annelerin görevi ne?
Onlara söylenen sadece şu cümle: Çocuğunuz oynarken, yanında oturun.
15 dakika bittikten sonra, anneler çocukların yanından kalkıyor ve odanın bir köşesinde bulunan sandalyeye oturuyor.
Yalnız kalan çocuklar oyuncak ile oynamaya devam edecek mi?
KONTROLCÜ ANNE
Çocukların bazıları anneleri kalktıktan sonra oynamaya devam ediyor, bazıları oynamayı bırakıyor.
Araştırmacı Prof. Wendy Grolnick, bu iki grup arasındaki farka bakıyor ve çok temel bir fark buluyor.
Çocukları oynarken, onları kontrol eden annelerin çocukları anneler kalktıktan sonra oynamayı bırakıyor. Çocuklarının yanında olan ama onları özgür bırakan annelerin çocukları oynamaya devam ediyor. Ama neden?
Bu soruyu yanıtlamadan önce, kontrol eden ile etmeyen annelerin neyi farklı yaptığını bilmemiz gerekiyor.
FARKLI DAVRANIŞLAR
Kontrol eden anne; talimat veriyor, ne yapması gerektiğini söylüyor, çocuk adına karar veriyor, çocuk yanlış yapınca gözlerini yuvarlıyor veya sinirleniyor. Hatta onun adına oyuncağın parçalarını yerleştiriyor.
Kontrol etmeyen anne, çocuğun özgürce oynamasına izin veriyor. Çocuk hata yapsa bile yargılamıyor ve müdahale etmiyor. Onun yanlışı keşfedip düzeltmesini bekliyor. Yanlışı farketmezse veya çocuk yardım isterse, çocuğuna sadece ipucu veriyor. Onun keşfetme ve başarma duygusunu elinden almıyor.
Kontrol eden anne, denetçi rolünü benimserken; kontrol etmeyen anne, çocuğun güvendiği bir rehber rolünü üstleniyor.
Peki, kontrol eden annenin çocuğu neden oynamayı bırakıyor?
NEDEN?
Kontrolcü annenin yaptıklarında birçok tehlikeli mesaj gizli. İlk gizli mesaj şu:
Ben seni kontrol ediyorum çünkü kontrol etmezsem, sen bunu yapmazsın.
Neden yapmazsın? Çünkü bu iş kendi içinde değerli veya ilgi çekici değildir.
Kontrol, çocuğun işe olan ilgisini azaltıyor. İlgisi azalan çocuk da bir işi sadece yapmak zorunda olduğu zaman yapıyor. Sevdiği için değil. Kontrol ortadan kalkınca, iş de bitiyor.
BECERİKSİZSİN
Kontrolün verdiği ikinci gizli mesaj daha tehlikeli. Ben sana müdahale ediyorum çünkü sen doğruya tek başına karar veremezsin ve doğru olanı yapacak kadar becerikli değilsin.
Annesi bu kadar müdahale edince, çocukta “Ben yapabirim” duygusu gelişmiyor.
MÜKEMMEL OLMALI
Tehlikeli bir mesaj daha var. Ben sana müdahale ediyorum ve hatta senin yerine yapıyorum çünkü bunu yapmazsam, sen mükemmel yapamazsın.
Mesaj net: Mükemmeli yapmak önemli.
Bu çocuklar en iyisini yapamama korkusuyla, denemeyi bile bırakıyor. Sürekli kendini yargılayarak büyüyor.
KOŞULLU SEVİYORUM
Sevmek, kabul etmektir. Yargıya dayalı bir ilişkide de sevgi olmaz. Kontrolcü anne koşullu sevgi sunmuş oluyor. Çocukta bir değersizlik duygusu yaratıyor.
BENİ ÇOK İYİ TEMSİL ETMELİSİN
Kontrolcü aileler aynı zamanda çocuklarının kendisini en iyi şekilde temsil etmesi gerektiğini düşünüyor. Kontrolcü anne en ufak bir oyunu bile , bir imaj savaşına dönüştürebiliyor.
Çocuğunun legoları en iyi şekilde inşa edip, araştırmacılara karşı en iyi şekilde temsil etmesini istiyor.
Kontrolcü anne, çocuğunun elinden keşfetme ve başarma duygusunu alıyor. Çocuğu birey olarak görmektense, kendi uzantısı olarak görüyor. Bunun da kendisine çocuğu kontrol etme hakkını verdiğini düşünüyor.
Kısacası kontrol eden aileler hem çocuklarının ilgisini ve motivasyonunu öldürüyor, hem de çocuklarıyla güvenden ve sevgiden yoksun bir ilişki kuruyor .
Onun için en doğrusu çocuklara güvenli sınırlar çizip, o sınırlar içinde özgürlük ve seçme hakkı tanımak. Bu süreçte de güvenilir bir rehber olarak her zaman onların yanında olmak. Ancak o zaman hem mutlu hem de başarılı çocuklar yetiştirebiliriz.
Paylaş