Paylaş
Nasıl mı? Açıklayalım.
Psikolojik olarak, insanlar kendilerine bir hediye/yardım verildiği zaman kendilerine borçlu hisseder. En kısa zamanda karşılığını vermek ister.
Aksi takdirde kendilerini ucuz ve altta kalmış hisseder.
Bu, istisnasız bütün kültürlerde görünen ortak bir özelliktir. Bilim adamları buna “karşılıklılık ilkesi” demektedir.
Bu konuda güzel bir araştırma var.
Amerika’da Özürlü Gaziler Derneği bağış toplamak için insanlara mektup göndermiş. Bu insanların sadece %18’i bağış yapmış.
Ama zarfların için küçük bir hediye konduğunda geriye dönüt % 35 olmuş. İnsanlar o küçük hediyeyi alınca borçlu hissetmiş.
1985’te Meksika’da deprem olunca Etiyopya hemen yardım göndermiştir. Hâlbuki kendisi çok kötü durumdaydı. Çünkü Meksika, Etiyopya’ya 1935 yılında İtalya saldırısına karşı yardım göndermiştir.
Hindistan’daki Hara Crishnan Derneği benzer bir yöntem uygular. Yoldaki insanlara bağış istemeden önce hediye olarak bir çiçek verir.
Ondan sonra bağış ister. Çiçeği alan kişi kendini borçlu hissedip yardım eder.
Benzer bir durum benim de başıma geldi. Genç bir çocuk, küçük Türk bayrağı dağıtıyordu. Ücretsiz veriyormuş izlenimde. Ben de bir tane aldım. Hemen bağış istedi.
Artık bir kere bayrağı elime almış bulundum. Para vermek zorunda kaldım. Yoksa kendimi ucuz hissedecektim.
Bazı şirketler marketlerde yiyecek ürünlerini tattırırlar. Amaç bazen yeni ürünleri tanıtmaktır. Ama bazen de amaç, ürün satışını artırmaktır.
Yiyeceği bir kere tattığınız zaman çekip gitmeniz zordur. Çünkü borçlu hissedersiniz. Ya hemen orada alırsınız ya da “sonra geleceğim” bahanesini üretmek zorunda kalırsınız.
Aynı mantıkla ilaç şirketleri tarafından doktorlara hediyeler verilmektedir. Oradaki bir amaç logolu ürünleri tanıtmak; bir amaç ise doktorları şirkete karşı borçlu hissettirmektir.
Komisyon üyelerine balık verilmektedir.
Geleneksel yerlerde düğünlerde kim ne kadar takı takmış takip edilir çünkü benzer bir takı daha sonra onlara takılacaktır.
Kısacası verilen yardımların ve hediyelerin karşılığı verilmek zorundadır.
Gelişmiş olan bu psikolojiden dolayı, kömür alanlar kendilerini borçlu hissedip AKP’ye oy verecektir.
Aslında bu yardımlar, şu anda olduğu gibi, ne kadar alenen yapılırsa oy kazanımı o kadar çok olur.
Çünkü bir aileye yardım yapıldığını ne kadar çok insan bilirse, kömürün karşılığı olan oyu vermek için o aile üzerinde o kadar çok sosyal baskı kurulacaktır.
Kömürün karşılığı olan oyu vermeyerek hiç kimse diğer insanların gözünde ucuz ya da dürüst olmayan bir kişi olarak görünmek istemez.
Uzun lafın kısası “karşılıklılık ilkesi” den dolayı kömür yardımı AKP’ye çok oy getirecektir.
Şu anda yapabileceğimiz en iyi şey, oyların hizmet karşılığı verildiği bir Türkiye hayal etmektir.
Paylaş