Paylaş
İsimleri Taylan ve Bülent olsun.
İkisi de Hürriyet Gazetesi’nde çalışıyor.
Taylan’ın kişisel değerleri çok net ve güçlü ama Bülent’inki değil.
Ama öbür taraftan da Taylan, Hürriyet Gazetesi’nin, yani çalıştığı kurumun, değerlerine inanmıyor ama Bülent çok inanıyor.
Acaba hangisi Hürriyet Gazetesi’ne daha bağlıdır? Hangisi gazeteye daha çok katkıda bulunur?
KİM DAHA BAĞLI?
Dünyaca ünlü araştırmacılar Posner ve Schmidt, tam olarak bu soruyu soruyor.
Tam 1059 kişiye anket gönderiyorlar.
İlk önce anketi yanıtlayacak kişilere, kişisel değerlerinin ne kadar net olduğunu ve bu değerlere ne kadar inandıklarını soruyorlar.
Daha sonra da çalıştıkları kurumun değerlerine olan inançlarını soruyorlar.
Sonra da kuruma bağlılıklarını ölçüyorlar.
Ortaya çok şaşırtıcı bir sonuç çıkıyor.
KİŞİSEL VE KURUMSAL DEĞERLER
Kurumsal değerlere inanmasa da kendi değerlerinin farkında olan çalışanlar; kişisel değerlerinin farkında olmayıp, kurum değerlerine inanlara göre kuruma çok daha bağlı.
Başka bir deyişle, bir kişinin kişisel değerleri güçlüyse, çalıştığı kuruma inanmasa da, o kuruma daha bağlı. Yani, Taylan, Hürriyet Gazetesi’ne Bülent’ten daha bağlı.
Peki, değerleri güçlü olan çalışan kurumuna inanmasa da, neden daha bağlı?
GÜÇLÜ DEĞERLER
Anket soruları bize bu sorunun yanıtını veriyor. Ankette sorulan ve değerleri güçlü olan kişilerin hemfikir olduğu bazı sorular şunlar:
“Bu kurum için daha fazla emek vermeye hazırım.”
“Bu kurumu yüz üstü bırakmam.”
“Bu kurumun geleceğini önemserim”
“Kuruma sadık olmanın önemli bir değer olduğuna inanırım.”
Aslında güçlü değerleri olan kişi, kuruma daha bağlı değil. Sadece kendi ahlaki/etik değerlerinden dolayı daha çok bağlılık davranışları gösteriyor.
GENEL DAVRANIŞLAR
Yani, güçlü değerleri olan bir insan; sadece kurumu değil, kimseyi yüzüstü bırakmaz; ne yaparsa yapsın ona daha çok emek verir ve sorumluluk hissettiği her şeyin geleceğini önemser.
Bu insanlar kuruma inanmasa da kendi değerlerinden dolayı her zaman ahlaki davranır ve dolayısıyla bulunduğu ortama her zaman daha fazla katkıda bulunurlar.
Değerleri güçlü insanlarda sahtekarlık, kaytarma, yalan söyleme gibi etik dışı davranışlar görmezsiniz.
ZAYIF DEĞERLER
Ama değerleri güçlü olmayan bir kişi kuruma çok inansa da ahlaki davranmayabiliyor. Kendi çıkarları doğrultusunda kararlar verip, kuruma daha az katkıda bulunabilir.
Zaten “İyiden Mükemmelliğe” (From Good to Great) kitabının yazarı Jim Collins de araştırmasında keşfediyor ki mükemmel şirketler otobüsün yönünü belirleyip ona göre yolcu almıyor. İlk önce doğru yolcuları alıyor, sonra otobüsün yönünü belirliyor.
ÇALIŞAN SEÇİMİ
Tüm bunlar şu anlama geliyor.
Aslında çoğu şirket iş alımlarında hata yapıyor.
“Bize inanıyor musun?” veya “Neden bu kurumda çalışmak istiyorsun?” gibi sorular soruyor. Bu sorular asla öncelikli sorular değil.
Asıl önemli olan, güçlü değerleri olan çalışanları bulmak.
Kurum ne olursa olsun, bu kişiler ahlaki/etik değerlerinden dolayı kuruma her zaman daha çok katkıda bulunacaktır.
https://www.instagram.com/dr.ozgurbolat
Paylaş