Paylaş
Birinci çocuk, “Öğretmen zor soruyor.” diyor.
İkinci çocuk, “Öğretmen zor sordu.” diyor.
Üçüncü çocuk, “Matematik zordur.” diyor.
Dördüncü çocuk, “Zor sınavlar hep beni bulur.” diyor.
Tüm çocuklar aynı şeyi demiş gibi görünüyor ama aslında çok farklı şeyler söylüyorlar. Bu söylemlere bakarak, hangi çocuğun başarılı olabileceğini tahmin edebilir miyiz?
KİMLER PES EDER?
Yıl 1974. Ünlü psikolog Martin Seligman’ın öğrencisi Donald Hiroto, denekleri teker teker bir odaya alıyor.
Hoparlörden odaya yüksek ses veriyor. Masaya da bir takım elektrik düğmeleri koyuyor. Bu düğmelerden bazıları sesi kontrol ediyor. Denekler doğru düğmelere basarsa, ses kesiliyor.
Ama bazı denekler için masaya konulan düğmelerin hiçbiri çalışmıyor. Denekler hangi düğmeye basarsa bassın, ses kesilmiyor.
Doğal olarak bu deneklerde “Ben ne yaparsam yapayım, sonuç değişmez.” düşüncesi gelişiyor.
Sonra bu denekler başka bir odaya alınıyor. Yine yüksek ses veriliyor. Bu sefer masaya çalışan düğmeler konulmasına rağmen, deneklerin %70’i hiçbir düğmeye basmıyor.
‘Öğrenilmiş çaresizlik’ oluştuğu için eylemlerinin bir sonuç vermeyeceğini düşünüyorlar.
Ama asıl soru şu: neden diğer %30’da öğrenilmiş çaresizlik oluşmuyor da bu %70’de oluşuyor? Bu durumu iyimserlik ve kötümserlikle açıklayabilir miyiz?
OLAYLARIN KAYNAĞI BENİM
Kötümser insanlar, olayları olumsuz yorumlar ve olayların kaynağı olarak kendilerini görür.
Örneğin, kötümser bir insana müdürü tesadüfen günaydın demezse, “Acaba bana küstü mü?” ya da “Acaba ben onu kızdıracak bir şey mi yaptım?” diye düşünür.
İyimser insan, “Müdür selam vermedi çünkü dalgındı.” der. Olayları olumsuz yorumlamaz ve kötü olayların kaynağı olarak kendini görmez.
“Zor sınavlar hep beni bulur.” diyen çocuk kendini sorunun kaynağı görmüştür ve kötümserdir.
DURUMU GENELLEME
Kötümser insan, olumsuz durumları da geneller.
Kötümser bir kişi, kilo veremediyse “Diyetler işe yaramaz.” der.
Kötü bir müdürle çalışmışsa, “Müdürler kötüdür.” der.
Ama işin ilginç yanı şu. İyi bir müdürle karşılaşırsa, “Müdürler iyidir.” diye bir genelleme yapmaz. “Bu müdür iyi çıktı.” der.
Yani, kötü olayları geneller, iyi olayları genellemez.
“Öğretmen zor soruyor” ya da “Matematik zordur” diyen çocuk genelleme yapmıştır ve kötümserdir.
İYİMSER İNSAN
İyimser insan kötü durumları genellemez. Olaylara “durumsal” bakar.
Örneğin, sınavdan kötü bir not alan çocuk, “Öğretmen zor sordu.” der. Yani, sınavın zorluğunu “durumsal” kabul eder. Bu ne demek? Diğer sınavlar kolay olabilir.
Bundan dolayı kötümser insanların başarılı olma ihtimali çok düşüktür. Olumsuz durumları genelledikleri için, benzer durumlarla karşılaşınca, o durumu da olumsuz kabul edip çok gayret göstermezler.
Peki, iyimser insanlar önceden çaresiz hissetmiş olmalarına rağmen, yeni durumlarda gayret gösterir mi?
İYİMSERLİK VE ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
Dr. Donald Hiroto, %30’a giren grubu incelediğinde tam olarak bunu buluyor.
Bu kişiler iyimser kişiler. Deneyin ilk kısmında çaresiz hissetseler de, bu olumsuz durumu ikinci odadaki duruma genellemiyor.
“Koşullar benzese de bu yeni durumda düğmeler çalışabilir” deyip, düğmeleri deniyor.
İYİMSERLİK NASIL OLUŞUR?
Peki iyimserlik ve kötümserlik bir kişide nasıl oluşuyor?
Bunun temelleri ailede atılıyor. Ailesinin söylemleri kötümserse, çocuk da kötümser yetişiyor.
Örneğin, çocuk Türkçe dersinden kötü not alınca, annesi “Biliyorum okul zor.” derse, anne çocuğun bir dersten aldığı bir sınav notunu tüm okul deneyimine genellemiş olur. Çocuk da böylece kötümser olmayı öğrenmeye başlar.
Kısacası, çocuğun başarısı ve mutluluğu için aile olumsuz olayları genellememeli. Tam tersi durumsal olarak açıklamalı. Böylece çocuk bilecek ki karşılaştığı yeni durumlar eski durumlara benzese de olumsuz olmayabilir.
Böyle düşünen çocuk iyimser olacaktır ve her durumda çaba gösterecektir. Bu çaba da başarıyı getirecektir.
Not 1: Bu Cumartesi saat 16.15’te Habertürk’te Ece Karaboncuk’un yapımcılığını yaptığı ve Müge Arda’nın sunduğu “Eğitim ve Yaşam” programına konuk olacağım.
Not 2: Bu Pazar saat 11.00’de TgrtHaber’de İlknur Üstündağ’ın sunduğu “Önce Çocuğum” programına konuk olacağım.
Paylaş