Paylaş
Yale İlahiyat Fakültesinden kovulan John Humphrey Noye, 1830’larda insanlık tarihinin en büyük doğal deneylerinden bir tanesini yapıyor.
Her şeyin paylaşılması gerektiğine inanan John, New York’da Oneida bölgesinde 300 kişiden oluşan Oneida Cemaatini kuruyor. Ama bu cemaatin sıradışı kuralları var.
KOMPLEKS EVLİLİK
Bir tanesi de ‘kompleks evlilik’ kuralı.
Bu kurala göre, cemaat içindeki bütün erkekler bütün kadınlarla evli kabul ediliyor. Herkes herkesle evli olduğuna göre, cemaat içinde herkes herkesle ilişkiye girebiliyor.
Herhangi bir sınırlama yok. İki tarafın da anlaşması yeter. Ama sosyal bir baskı olmadığı için anlaşma yapmak kolay.
SERBEST İLİŞKİ
Bu kompleks evliliği destekleyen daha önemli bir kural var.
Birlikte olmuş bir çift birbirlerinin diğer kişiler ile ilişkiye girmesini engelleyemez ya da yasak koyamaz. Herkes özgür iradesini kullanmakta serbest.
ÇOCUK YAPMAK YASAK
İkincisi bu cemaatte çocuk yapmak yasak. Çünkü çocuk olursa, çiftler birbirine bağlanır, bu da kompleks evlilik sistemini bozar.
MENTORLUK SİSTEMİ
Kompleks evliliği destekleyen üçüncü bir kural var. Her gencin karşı çiftten bir mentorü var. Mentorün görevi genci kompleks evliliğe hazırlamak.
Mentor erkek istediği genç kızı seçiyor. Kadın mentor de istediği genç erkeği seçiyor.
Bütün ahlak değerlerini yıkan bir sistem kuruyor John.
Hukuk kurallarına göre de kabul edilmediği için zaten, John birçok kez tutuklanıyor ve kefalet ile serbest kalıyor. Yani hukuk sisteminin gücü, bu cemaati ve kurallarını ortadan kaldıramaya yetmiyor.
Ama bir şeyin gücü yetiyor. O da insan doğasının en önemli duygusu olan AŞK.
AŞK PAYLAŞMAZ
İlk olarak John kendisi bir kadına aşık oluyor ve o kadının diğer erkekler ile ilişki kurmasını engelliyor. Yani kendi koyduğu kuralı deliyor.
İnsan doğasına aykırı bir sisteminin yaşaması mümkün değil.
Bunun üzerine cemaatte bulunan kişiler de aşklarını ilan etmeye başlıyor. Hem erkekler hem de kadınlar aşklarıyla evlenmek ve sadece onlarla yaşamak istiyor.
Mantık üzerine kurulmuş bir sistem ile yoğun duygular üzerine kurulu aşkın savaşı başlıyor.
Ve sonunda aşk kazanıyor. Cemaat 1879 yılında kendini feshediyor.
7’nin özelliği
Geçen haftalarda 7 maddeli listeler yazmıştım. (Dünyanın 7 harikası, 7 cüceler gibi). Bunun sebebi ile ilgili birçok soru geldin sizlerden. 7’nin özelliği şöyle ortaya çıkıyor.
Carnegie Mellon Üniversitesinden Prof William Chase ve Anders Ericsson 1978’de bir hafıza deneyi yapıyor.
20 saniye boyunca deneklere aşağıdaki rakamları okuyorlar.
837268927920898408983684…
Daha sonra bu rakamları tekrarlamalarını istiyorlar.
Ve çok ilginç bir şey ortaya çıkıyor.
Hiç kimse 7’den fazla rakam aklında tutamıyor.
Bunu da araştırmacılar şöyle açıklıyor: beyin kısa süreli belleğinde sadece 7 tane rakam tutabilir.
Beynin bu özelliğinden dolayı, insanlar listeleri 7 haneli olarak tutuyor.
Telefon numaralarının 7 haneli olmasını da buna bağlıyorlar.
SAYI ARTAR MI?
Bu arada şunu da söylemek gerekir.
Bir kaç denek birçok denemeden sonra 9’a çıkabiliyor ama onlar da bazı rakamları iki haneli olarak akıllarında tutarak bunu başarıyor.
Hatta bir kişi 2 yıllık denemeden sonra 108’e çıkıyor. Araştırmacılar bunun nedeni araştırınca şöyle bir şey buluyor.
1- O denek rakamları mümkün olduğu kadar gruplamış ve bir rakam haline getirmiş. 1-9-0-7 yerine 1907 gibi.
2- Rakamları uzun süreli belleğinde var olan bilgiler ile ilişkilendirmiş.
İşte 7’nin sırrı buradan geliyor.
Not: Bundan sonra daha etkin olarak www.facebook.com/bolatozgur adresindeyim.
Paylaş