Paylaş
Hayatımın en zor kararlarından bir tanesini vermek zorunda kaldım. Doğru karar verdim mi hala emin değilim. Diğer insanlar ne yapardı çok merak ediyorum. Bakalım sizler ne diyeceksiniz?
EK GELİR
1999 yılında Amerika’da öğrenciliğim sırasında üniversitenin çeviri ofisine ismimi yazdırdım. Türkçe bir çeviri ihtiyacı olursa, beni arayacaklardı.
Bir gün bir telefon geldi. Amerika’da bir hapishanede Türk bir mahkumun mahkemesi varmış ve benim de çevirmen olmamı istediler. Ben de kabul ettim.
Çeviriyi video konferans aracılığıyla yaptık. Bir ekranda Türk Mahkum, bir ekranda Hakim ve bir ekranda ben.
YALNIZLIK
Mahkum beni görür görmez, yüzünde bir gülücük belirdi ve konuşmaya başladı.
“Kardeş ben burada perişanım. Tam 7 yıldır hapisteyim. Türkçe bilen kimse de yok.”
“İngilizce öğrendiniz mi?”diye soruyorum.
“Beni ayrı bir yerde tutuyorlar. Kimseyle konuşamıyorum. Hiç kimseyi görmüyorum. Nasıl öğreneyim,” dedi.
Hakimin bir sorusuna, adam en az 10 dakika konuşuyordu.
SUÇU NE?
Öyle şeyler anlatıyordu ki adamın kaderi ve yalnızlığı içimi sızlattı. Bu yazıyı yazarken bile bu sızıyı hissediyorum.
Adamın suçunu soruyorum.
Amerikalı bir eşcinsel ona seks teklif etmiş, adam da o eşcinseli kıçından bıçaklamış.
CAN ALICI SORU
Hakim soruyor: şimdi ben seni dışarı çıkartsam ve aynı durum ile karsılaşsan tekrar yapar mısın?
Ben de aynen çevirdim.
Adam sinirleniyor. “Kardeş bu ne biçim bir soru. Sana bir erkek ilişki teklif etse, sen aynısını yapmaz mısın? Bu adamlar ne biçim adamlar. Aynı şey olsa yine yaparım.”
Hakim, bu adamı serbest bırakırsa, adamın topluma zararlı olup olmayacağını anlamaya çalıştığını söylüyor.
Ben inisiyatif alıyorum, adama tekrar soruyorum.
“İyi düşün aynısını tekrar yapar mısın?”
Adam, “Kim yapmaz kardeş?” diyor.
HAYATIMIN EN ZOR ANI
İşte tam bu an, hayatımın en zor anı. Nasıl cevirsem?
Tamamen dürüst olup aynen mi çevirsem yoksa adamı mı kurtarsam?
Birazcık bekliyorum. Nasıl çevireceğimi bilemiyorum. Adamın 7 yıl yaşadıklarını düşünüyorum. “Evet! Yaparmış” desem mahkumluk devam edecek. “Hayır!” dersem belki çıkartacaklar.
Ağzımdan bir türlü bir kelime çıkmıyor. Bana yemin de ettirmediler. Hakim soruyor: Ne dedi. Ben de anlamadım dedim. Zaman kazanmaya çalıştım.
Adam başka şeyler sordum ama hala ağzımdan çıkacak kelimeyi bilmiyordum.
Adama tekrar sordum ama bu defa biraz yönlendirerek. Adam “Yine yaparım!” dedi.
Derin bir nefes aldım. Biraz düşündükten sonra “Evet yaparmış” dedim.
Hakim teşekkür etti ve konferans bitti.
DERİN ETKİ
Bu olay beni o kadar derinden etkiledi ki o adam zaman zaman aklıma gelir. Doğru kararı mı verdim hala emin değilim. Dürüstlük her zaman erdem midir?
Düşünüyorum da adam her Türk’ün kendisi gibi düşündüğüne inandığı için bir Türk’ün yanında utanıp “yapmam” diyemedi mi? Türkçe bilen bir Amerikalı çevirmen daha mı iyi olurdu?
Doğru şeyi mi yaptım?
Her gerçek her zaman doğru mudur? Her doğru her zaman gerçek midir?
Hala emin değilim.
Paylaş